Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2017 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

2018'E YARIM SAAT

Selam,kararsız ya da anlamsız. Bugün 2017'inin son günüydü sanırım.Normalde size ne yaptığımdam bahsetmem ama bugün ne yaptığımdan bahsedeyim. Bu son günde hep pc başındaydım.Youtube üzerinden bir miktar para kazanma hevesi beni pc başında tuttu.Evet,sanırım para kazanma hırsı insanın hayatını ele geçirebiliyor.Farkındalığı azaltıyor.Mutsuz olmuyorsun ama mutlu da olmuyorsun. Babama göre paranın ne kadar peşinden koşarsan koş kısmette olmayınca kazanamıyorsun bu illeti.Ben de gün boyunca çabalasam da geceye doğru boşa uğraştığımı anlayıp vazgeçtim Youtubeda para kazanma mevzusundan.Ve kafamı toparlayıp kendime gelmeye çalıştım.Telefondan sıklıkla instagramı kontrol ediyordum.Millet içiyor hep. Neyse şimdi aklımı toparladığımı varsayıyorum.Aklımdan 2017'nin nasıl geçtiğini geçiriyorum.Hatırladıklarım sırasıyla: -YGS -Mezuniyet -Çalışma temposu -Hedef sapması -Lise arkadaşlarım -Karlı gün -Tercih süreci -Koç üniversitesi -Yeni şehir . . . Şimdi kendime soruyor

PARANOYAK

     Selam hiç kimse ya da her kimse.Moralim çok bozuk şu an.Neden moralim bozuk?Moralimin bozulması tek basamakta gerçekleşmiyor.O yüzden ana sebebini bilmiyorum.Ama tetikleyen ilk faktörü görebiliyorum.Ama o da değişkenlik gösteriyor hep.Çoğu zaman canımın çok az bile sıkılmasına sebep olacak şeyler ilk basamakta oluyor.Çığ gibi kısa zamanda büyüyerek içime oturuyor.       Evet,moralim çok bozuk.Şu klavyenin çok kötü olmasından diğer daireden gelen müzik sesine kadar her şey sinirimi bozuyor.Motivasyon dipleri görüyor.Nefret sendromu gibi de değil farkına vararak geçiremiyorum.Daha ağır bir durum.      Hayat amacımı sorguluyorum şu an.Olmak istediğim yeri ve bulunduğum yeri.Elde edeceklerimi ve kaybedeceklerimi.Hikayemin önemini,kimi etkileyeceğini.Sonları düşünüyorum.Sona erecek eyleri düşünüyorum.Kendimle bitmek bilmez çatışmalarım...Olmasını istediğim şeyleri mi düşünmeliyim.Yoksa daha gerçekçi mi olmalıyım.İnanmak istediklerime mi inanayım yoksa inanmaktan vaz mı geçeyim.

NEFRET SENDROMUM

Tanım:            Bana babamdan geçtiğine inandığım,bazı zamanlarda diğer insanlara duyduğum sevgisizlik duygusu.Sadece kendimin fark etmediği,aynı zamanda çevremdeki insanların da ben de fark ettiği hal.              Merhaba bugün yazıya tanımla girdim gördüğünüz üzere.Bu yazı önceden yazdığım şu  yazı gibi aslında.İkisinde de bahsettiğim duygular her zaman hissetmediğim ama hissettiğim zamanlarda beni etkileyen şeyler.Ayrıca kendime adadığım duygular da değiller herkes yaşıyor olabilir bunları.Bu yazımda size nasıl hissettiğimi anlatmaya çalışacağım.          Nefret sendromu dedim çünkü bunu hastalığım olarak kabul ediyorum.Adında nefret geçse de aslında "sevgisizlik" desek daha doğru olur.Bu sevgisizliğin sebebi de onların tavır ve davranışlarını gereksiz,yapmacık ve itici bulmam.Bazı anlar geliyor ki muhattap olduğum tüm insanlarda hissediyorum bunu.Konuştuğum hatta yüzüne baktığım her insanın olumsuzluklarına odaklanmaya başlıyorum.Bir insanda sinir olacağınız bir öz

TERCİH SÜRECİ

Merhaba,   Önceki yazılarımın bazılarında da bahsettim belki.Kendimle alakalı düşüncelerimden.Zaten düşüncelerimizden en önemlisi kendimiz hakkında  olan değil mi?Bu blogda da zaten her zaman kendimden konuşuyorum.Bir de bu aralar hayat amaçlarımın başlarında kendimi tanımak geliyor.Kendim hakkında düşüncelerimi kendimi tanıma sürecim oluşturuyor.   Neyse.Sizi bilmem ama kendim hakkında uzun şüphelerim var.Şöyle başlayabiliriz ki daha hangi konuda yetenekliyim emin değilim.Şu anda okumakta olduğum bölümün bana uygun olmadığını düşünüyorum ama diğer mesleklerden kesinlikle başarılı olacağımı beklediğim biri yok.Bazı konulara ilgim ve tutkum var ama o konularda da başarılı olacağımdan emin değilim.Bu meslek ve yetenek konusunda kendimizi tanıyamamak en büyük sorunlarımızdan biri.Öyle ki çoğumuz bazı zamanlar hiçbir konuda yeteneği olmayan insanlar olarak düşünebiliyoruz.Bu kötü zamanlarımız oluyor,depresif zamanlarımız..    Tüm bunları neden anlatıyorum.Çünkü en çok kendimi başlıktaki

DÜŞÜNCEDE BOĞULMA PERİYOTUM

Merhaba , Aslında bu aralar yazmayı düşünmüyordum ama dayanamıyorum artık.Başlıkta söylediğim olayla karşı karşıyayım,sıcağı sıcağına da yazmak istedim.En azından bir şeyler üretince rahatlıyorum.    Psikolojik problemim olup olmadığı ben de her zaman şüpheli bir durumdu.Başka insanların yerine geçemediğim için kıyas yapamıyorum.Ama şunu biliyorum ki yaşamımda bazı döngüler var.Sürekli mutlu ya da mutsuz olamıyorum.Mutlu olduğum anlar çok sahte geliyor bana.Mutsuz olduğum zamanlar döngünün "düşünce yoğunluğumun yüksek" olduğu zamanlar,mutlu olduğum zamanlarsa "unutma ve uyuşma yoğunluğumun yüksek" olduğu zamanlar oluyor genelde.Başlıkta belirttiğim kısım düşüncelere en çok daldığım,hayatı en çok sorguladığım,hayat motivasyonumun en az olduğu ve en kısır olduğum zaman dilimi.Dinimi önemsemesem,kendimi önemsemesem bu zamanlarda içerim.Kafayı bulurum ve uğraşmam.Bu döngüyü rahat atlatmanın yollarından biri de yazmak benim için.O yüzden şu an klavyesi "çekilmez&

İYİLİK ÜZERİNE DÜŞÜNCELERİM

Konniçiva, Hayat akıp giderken durdurmak istediğim,belki de ölümsüzleştirmek istediğim zihnimi ve düşüncelerimi kaydediyorum bu blogda.Fotoğrafla benzer görevi var yani ama dış görünüşümü kaydetmek yerine o anki düşüncelerimi kaydediyorum. Neyse,öncelerde günahlar hakkında bir yazı yazmıştım şimdi de biraz sevaplar üzerine konuşmak istiyorum.Bu düşünceler oluşurken etraftan etkilenmişimdir illa ki ama tamamen kendi düşüncelerimdir yani katılmak zorunda değilsin.  Hayatımın farklı dönemlerinde günah için olduğu gibi sevap için de farklı tanımlamalarda bulundum.Çocukluğumda iyilik ve sevap kelimeleri aklıma iyilik perileri ya da aydınlıklar getiriyordu.Çocukluk işte böyle düşünen çoktur zaten.O zamanlar dünyada iyiler ve kötülerin kesin bir çizgiyle ayrıldığını ve bir insana iyi veya kötü direk hüküm verebileceğimizi düşünüyordum.Kötülere bakış açım "samanyoluvari"ydi yani.İçki içip,kumar oynayıp eve gelince de hasta annesini döven adam gibi sanıyordum kötüleri.İyi insanla

GELECEKTEKİ SEVDİĞİME MEKTUP

Merhaba.   #Bu yazı blogumdaki en önemli yazı belki de ve en anlamlısı.#   Sevgili eşim,öncelikle seni seviyorum.Seni daha tanımama rağmen...Şuna güveniyorum ki gelecekteki ben seni sevdiyse ben de severim kesin.Hadi sana şimdiki benden bahsedeyim biraz.   Bu yazıyı yazana kadar daha sevgilim olmadı.Sevgili yapmak gibi bir niyetim olmadı şu ana kadar ondan belki.Birkaç insana aşık olup olmadığım konusunda emin olamadım o kadar.Onun haricinde daha hiç önemli bir şey başaramadım.On dokuz olmama az kaldı ama ben daha anlamlı bir şeyin parçası olduğumu düşünmüyorum.Hayat da her şey istediğim gibi gitmiyor.Önceki yıl özellikle çok kötü geçti benim için.Şimdi ise istediğim bölümü okumuyorum.Ama  hayatım dengeli sayılır.Büyük hayallerim yok.Daha ileriye gitmeyi istiyorum ama,hayatı daha anlamlı kılmayı...Daha çok anlam çıkarmayı.Belirli hedeflerim hayatımda hala duruyor.   Bazen yalnız hissediyorum ama şu an seni aramıyorum.Yani karşılassak da olur aslında ama ben daha beklerim gibi geliy

YENİ YAŞAM=YENİ KURALLAR

Merhaba. Son yazımdan yaklaşık bir hafta geçti.Önceki yazımı yazarken daha stresli ve üzgündüm.Bugünlerde o durumu biraz da atlatmış sayılırım.    Bildiğiniz gibi bir ömür istemediğim bir mesleği yapacağım için moralim bayağı bozuk ve umut seviyem yerlerdeydi.Amaçlarımı sorgulamaya başlamıştım.Net amaçlarımdan vazgeçmiş,boşluğa düşmüş gibi hissetmiştim.Boşluğun ve hiçliğin anlamı çok büyüktür aslında.Bu yüzden insanı günlük düşünüşlerden alıkoyar.O dönemlerde hayatımdaki çoğu kuraldan vazgeçmiştim.Ya da vazgeçmeyi düşünmüştüm.Önceki yazımda bahsettiğim gibi kurallarımıza uyma yüzdemiz hayatla ilişkimizle ilgili bilgi verir.O zamanlarda kurallarımı hiç düşünmedim.     Ama gel gelelim insan kuralsız yaşayamaz.Hayat istediği gitmese bile uyacak kurallar,duruma uygun umutlar buluyor.     Ben de kurallı bir hayata yavaştan dönüş yapıyorum.Ama bu seferki kurallar daha transparan,daha belirsiz. ESKİ KURALLARIMDAN: Dünyayı daha anlamlandırmak Büyük işler yapmak için çabalamak Her zaman

EVDEN AYRILIŞ

Hey,merhaba! Bugün özel bir gün.Nedeni başlıktan belli.Eveet,tatil bitti.Sorumsuzluğun hazzını korku kapladı.Evet korku...Bugün iyi hissetmiyorum.İçim sıkılıyor.İyi bir heyecan değil,stresli bir heyecan var.Bunun sebebi tatil boyunca hiç bugünü düşünmemem sanırım. Evden daha önce iki kez ayrıldım ama ikisi de on günlüktü.Ama bu seferki bayağı uzun olacak sanırım.Evimin fiziksel halini sevmiyorum.Ama babam olmasa bile aile sıcaklığı vardı.Küçük kardeşimle hep oynuyorduk,bazen kavga ediyoduk.Artık böyle olmayacak.Bunu kesinlikle özleyeceğim.Hep en güçsüz hallerimde anneme sarılır,dizine yatardım,masaj yapardı bana.Özleyeceğim.Abim zaten komple özleyeceğim.Babamı çok çok özleyeceğim.(gözlerim doluyodu az kalsın).Artı amcam,büyükannem felan kocaman bir ailemi özleyeceğim.Ayrıca hepsi için endişeliyim.Semih küçücük,annem tek,abim işsiz,babam yıpranıyor,amcam sağlığı için,büyükannem yaşlı,halam hamile...Böyle ayrılırken,onlara hiç faydam olmasa da endişeleniyorum.Ayrılıkta var bu biliyoru

ÇOCUKLUKLAR NASIL BÜYÜK İŞLER YAPACAK??

Merhaba.    Bugünkü yazımızın başlığına bakarsanız bu yazının bir çocuk gelişimi hakkında yönlendirici vs sanabilirsiniz.Ne kadar doğru düşünüyorsunuz şu an ben de bilmiyorum.Beni bilirsiniz yazılarımın başlarıyla sonlarının bağdaşmaz bazen.(Nereden bileceksin ya sanki okuyon beni).Bakalım nerelere gideceğiz.Şunu itiraf ediyim:yazı yazmak terapi gibi geliyo bazen bana.Valla kimsenin de okumadığını biliyom.Sorumluluk sıfır.Sadece derinlerime iniyorum.Kendi derinliklerime....    Evet,klasik saçmalamamı yaptığıma göre başlayabiliriz.Bugünkü konuda yine bu aralar ki hislerimden yola çıktığım bir şey.Bu aralar (önceki yazımda da dediğim gibi) kendimi geliştirmeye çalışıyorum.Önceki yazı da bunun sebeplerinden birini söylemiştim.Bugün biraz daha farklı bir açıdan bakacağım bu olaya.    Sadece bu aralar değil aslında neredeyse 3-4 yıldır daha gelişmiş olmayı arzuluyorum.Ve bunun için çabalıyorum.Bu yaşımda bunun en zor kısmı zaman bulmak.Ki yaş ilerledikçe zaman bulmam daha zorlaşacak.Ne

İNSANIN GÜÇ SAHİBİ OLMA İSTEĞİ- AŞK-I GÜÇ

Merhaba.   Bu yazıya başlamadan önce yazılarımın amacı için güzel bir ifade daha aklıma geldi.Bu yazıları kendim için yazdığımı söylemiştim.Bu yazılar benim için bir yüzleşme fırsatı.Ben her zamandaki benim farklı bir ben olduğunu düşünüyorum.Yani her geçen zaman bizi değiştiriyor.Her tecrübe bir fonksiyon bizim için.O andaki biz fonksiyon için girdiyiz ve o andan sonraki biz ise fonksiyonun çıktısı.Daha önceden de dediğim gibi bu yazılar gelecekteki benle şimdiki benim karşılaşmam.Bir yüzleşme.   Bu yazı sadece bu aralar hissettiğim bir şeyle alakalı değil.Aksine hayatımın çoğunda hissettiğim bir dürtü ya da bir his işte...Ama bu aralar bu hissin daha çok bilincinde olduğum için yazmak istedim.  Hayatımın her anında kendimi geliştirmek için,ileri bir adım daha adım atmak için gereken motivasyonun temel kaynağı(tek kaynağı demiyorum dikkat ediyorsan) hep güce olan aşkımdı.Bu hissin çoğu insanda olduğunu düşünüyorum.Nitekim izlediğim bazı dizi ve filmlerdeki karakterlerin bu hisse sa

YENİ YAZI

Selamlar. Öncelikle şunu belirteyim:bu yazıların hiç birini biri okusun diye yazmıyorum.Önceki yazılarımın amacı tamamen içimi dökmek ve bazen de gelecekteki bene seslenmekti.O yüzden okunma endişesi taşımayan bir amatör yazarın yazılarını okumaya başlıyorsun.Genelde kendi konfor alanımda (evde), yüzde yüz boş olduğum bir zamanda,gerçekten yazmak istediğim zaman yazarım yazılarımı ama bugün evimde değilim ayrıca yazma sebebim her zaman ki gibi kötü hislerim ve depresif hayatım değil.Bugünkü yazma sebebim önceki yazılarım.Şimdiden on dokuz tane yayın paylaşmışım bu beni motive etti.Bugünkü yazımda dertli değilim anlayacağın. Her yazımda bahsettiğim gibi hayatımın şu an nasıl gittiğine dair bi şeyler söyleyebilirim ama bugün biraz farklı olarak yazılarımın amacını anlatarak başlamak istiyorum.Yukarıda da bahsettiğim gibi yazılarımın amacı okunmak değil,yani şimdilik çünkü yetkin bir üslubum veya özgün içeriğim henüz oluşmadı.Bunun için daha çok şey yaşamalıyım.Neyse yazılarımdaki

KARMAŞIK DÜŞÜNCELER VE GRİ UMUTLAR

merhaba,son zamanlarda bunu demeyi seviyorum."merhaba" çok nötr bir selam.Neyse,önceki yazıdan ne kadar zaman geçti bilmiyorum.Ama ondan bu yana çok şey oldu.Anlatcam bekle.Ama önce her zamanki gibi hayatın nasıl gittiğinden bahsedeyim.Hayat zor gibi gözüküyor,daha da zor.Hayatta her zaman olması gereken kötü şeyler devam ediyor.Zaten hayat klişeleşmiş kötülüklerden(kötülükten kastım şanssızlık,bahtsızlık falan) ve beklenmedik iyiliklerden oluşuyor.Keşke hayatta mucizeler daha çok olsa.Mesela 3-0 geriye düşen takımın kaybetmesi genel bahtsızlığı,skorun dönmesi beklenmedik güzellikleri temsil ediyor.Neyse kısaca hayat her zamanki hayat ve sanırım çoğunlukla aynı.Hiçbir zaman her şey yolunda olamaz,her zaman istediklerin olamaz.En azından dünyada böyle. Neler oldu,önceki yazıdan bu yana.Önceki yazıda beklediğim hayatımı şekillendirecek yerleştirmeler açıklandı.tıp geldi.Üzüldüm.O gün açıklandığı zaman ne yapacağımı şaşırdım.İnsanlar yaşadıkları anda şu üç halden birinde olur:

KUMAR

Selam gb uzun zaman oldu.Bilgisayarıma yeni kavuştum.O yüzden yazmaya ara verdim.Bugünler çok önemli bir gün.Bugünlerde açıklanacak olan yerleştirme sonuçları ömür boyu beni etkileyecek olan mesleğimi belirleyecek.Ve ben bugünlerde her zamankinden daha endişeli ve daha karamsarım.İstediğim gibi gelmeyen sonucum tam olarak istediğim bölümün gelmesine engel oldu.Sıralamalar açıklandığından beri ailemle çatışma içerisindeyim.Genel anlamda onlar doktor olmamı istiyorlar.Benim ise hayattan beklentilerim daha büyük(tü).Ailem tabi ki benim en iyi yere gelmemi ister.Ama onlar benim doktor olmayıp mühendis olursam daha kötü bir hayatımın olacağını söylüyorlar.Kısacası benim mühendislik gibi geniş ve zor alanda pek bir halt yiyeceğimi düşünmüyorlar.Ben ise felsefik bir adam olduğum için bu dünyadaki garanti rahatlığı ideallerime değişmek istemiyorum.Onlar haklı olabilirler ama benim bu dünyada amacım rahat olmak değil.Doğru olanı yapmak.Her zaman kolay olanı yapmak değil.Daha şimdiden yaşlanacağ

BUMİN KAĞAN ÖLÜYOR

Selam zor günlerimi kustuğum torba.İğrenç kokuyorsun öncelikle.Bugün önemli bir gün.Bugün max. derecede sıkılmış,bezmiş,yorulmuş,amaçsız,üzgün,umutsuz hatta inançsız hissediyorum.Tercih dönemindeyiz.Beni istemediğim bir insan yapacak.Hayattan beklentilerim doğrultusunda değil iş garantisi,prestij,para için bana tıp okutup doktor etmek istiyorlar.Buraya yazıyorum doktor olursam şu hayatta mutlu olmam imkansız.Diğer türlü de fazla beklentim yok.Ailem zaten bana güvenmiyor.Sıkıldım.Bıraksam burada olmaz mı?Hayat oyunundan çıksam.En kötü duraklatsam.Bir insan için en kötü durum hiç bir olasılıktan beklentin olmadığı durumdur.Şimdiki vaziyetim öyle benim.İstediğim bölümleri yazsam tek başımayım,onların istediğini yazsam hiçlik.Dayanımıyorum ya ruhum acıyor.Dünya çok sert bir yer.Kötülüklerle dolu.Keşke daha kısa yoldan feda edebilsem kendimi.Yaşantıma değer şeylere.Daha çok küfür,daha az kontrol,daha çok acı,daha az his.Nasıl daha az yaşarıma çabalıyorum artık.Bunun için olabildiğince uyuma

GÜNAHLARIN ORTAK ÖZELLİKLERİ

Selamlar, bugün size genel hayatımın bana yazmaya zorlattığı şeyleri yazmayacağım.Bugün uzun zamandan beri aklımda olan sorguladığım bir konu hakkında size bir şeyler anlatmaya çalışacağım.Artık ne kadar olursa.Bugün ki konumuz başlıktan anladığınız gibi günahlar. Gelin beraber önce günahın tanımı üzerinde duralım.Günah nedir?Günahı laik bir bakış açısıyla baktığımız zaman yapmamızın yasaklandığı eylemler gibi düşünebiliriz.Önümüze konmuş kurallar.Ve laik bakış açısından dolayı bu kuralların yeterince önemi kalmıyor ve dolayısıyla bu eylemleri gerçekleştirmemek için bir sebebiniz kalmıyor.Ve laik bir insansanız okumayı bırakıp kendinizi sorgulayın.Eğer hayatta inançlarınız varsa gelin devam edelim. Evet inancı olmayan bir insan için günahların sadece dar görüşlülük ve özgürlük karşıtı bir kavram olduğundan bahsettik.Peki inanan insanlar için günahlar neler ifade ediyor.Günah senin için ne ifade ediyor? Günahlar günah olduğu için zararlı değildir,zararlı olduğu için günahtır.Bu fel

DÜŞÜNMEK BİLE İSTEMEDİĞİM KÖTÜ SON

Selam GB.Bugün senin hakkında büyük endişelere sahibim.Ve açıkçası çok korkuyorum.Biliyorsun ki sınavlar bitti ve benim de az çok kafamda sıralamam oluştu.Ve bu puan ilk sınavdaki faciadan dolayı hedeflerim ve hayallerime yetmeyecek.Bu konuda önceden yeteri kadar üzüldüğüm için artık üzülmekle zaman kaybetmiyorum ama bugün ailem bana büyük bir acı yaşatıyor.Beni istemediğim bir mesleği öğrenmem konusunda baskılıyorlar. Hayatımın neredeyse merkezinde olacak şey konusunda kendi fikirlerimi önemsemeyerek kendi istedikleri bölüme gitmemi istiyorlar.GB eğer şu an o istemediğin mesleğin sahibiysen ŞB olarak çok üzgünüm ve seni hayal bile edemiyorum.Kapı şuraya açılıyor ki bir insan eğer gelecekteki kendisini hayal edemiyor ise belki de gelecekteki kendisi değildir.Eğer istediklerimi yapmayacaksam hayat benim için tamamen boş olacak diyebilirim.Hayattan beklentim sıfıra limitlenecek.Şimdi nasıl hissediyorum biraz ondan bahsediyim bari.Kafam karışık,mutlu hissetmiyorum.Uzun süreli depresif bir

KELEPÇE KIRILDI

Selam GB.Bugün iyi hissediyorum.Geçmişteki yaşananların tedirginliği hala üzerimde olduğu için çok çok iyi hisedemiyorum.Zaten o kadar çok mutluluğa da gerek yok.Bugün ne oldu bügun?LYS 2nin bitmesiyle sınav süreim bitti.İyisiyle kötüsüyle bitti sonuçta.İlk sınavım çok kötü geçmişti ve o sınav yüzünden belki istediğim yere gidemiyeceğim ama sıkıntı yok çünkü birinci sınava yeterince üzüldüm ve üzülmemin hiçbir faydasını görmedim.Bundan sonra sadece bekliyeceğim sonucu.Ne gelirse de kabul etmek zorundayım.Neyse rahatladım şu an.Yaşadığım anın farkındayım ve sırtımdaki yükü atmış gibi hissediyorum.Tecrübelerim mutluluğumun çok fazla sürmeyeceğini söylüyor.Ve haklı ayrıca ben bundan şikayetçi değilim.Biliyorum hayatta bundan sonra çok çok sıkıntı olacak.Ama artık sıkıntılara karşı daha sabırlı olacağımı umuyorum.Hayatımda değer verdiğim şeyleri sorgulamaya başladım.Daha manevi şeylere önem veriyorum artık.Maddi kazançlar kör hırslarım değil.Huzur ve doğru yol benim için en önemli şey haya

KESKİN VİRAJ

Selam gelecek.Ama bu sefer yakın gelecek.3 gün sonra LYS Matematik sınavım var.Bu yazıyı kısa yazmamın ve bu yazıyı kısa tutma sebebim bu.Şimdi nasıl hissediyorum?Biraz umutlu,biraz korkulu+endişeli+hüzünlü+sıkılmış hissediyorum.Ayrıca boşluk hissi de yoğun.Boşluk hissi çok değişik bir his,bilenler bilir.3 gün sonraki sınavımın iyi geçmesi şu an Allah'tan en büyük dileğim olurdu.En çok istediğim yeniden başlayabilmek.Ama bunun için arkamdaki pislikleri temizlemem ve özellikle de yarım kalmışları bitirmem gerekiyor.Sınavdan sonra belki bu yazıyı tekrar okuyamayacak kadar kötü hissedeceğim.Bundan gerçekten çok korkuyorum.İçimde yaşayamadığım şeylerin potansiyeli var ama bu virajdan sonra onu koruyamayacağım diye endişeliyim.İnşallah her şey yoluna girer.Viraja üç gün var.Virajın gittiği yolu bilmiyorum ama yan tarafların uçurum olduğunu görebiliyorum.İnşallah bu yazıyı okurken gülümseyebilirim.

TUT BENİ ORUÇ!

Evet,ramazan ayı başlayalı iki gün oldu bile.İki orucumuzu tuttuk.Bu sene ki orucumu tutarken geçen sene ki ramazan çok aklıma geliyor.Geçen sene ramazanda düşündüklerim aslında.Değişiyor muyum adlı yazımda söylemiştim zaten.Bir yılda çok değiştim.Neyse bugün yazma istemememin sebebi,oruç ibadeti hakkında düşüncelerim.Oruç İslamdaki en sevdiğim ibadetlerden biri.Ve şu anlamsız hayatımda yaptığım anlamlı nadir işlerden.Bu aralar en sevdiğim şeyler zaten anlamlı şeyler.Derin ve ince anlamlı şeyler.Oruç o kadar kusursuz bir davranış ki oruç hakkında olumsuz laf söyleyen ateistle rastlamadım daha.Gelin biraz daha yakından bakalım oruca.Hadi sayalım faydalarını orucun.Öncelikle orucu dünyevi faydalar için yapmıyoruz aslında yani orucun sağlığa faydalı olduğunu söyleyebiliriz.Hatta bazılarımız abartıp diyet niteliğinde oruç tutmaktan bahsedebilir.Hatta ve hatta bazılarımız orucun ekonomik olarak olumlu bir şey olduğundan bahsedebilir ama unutmayalım ki biz orucu dünyevi çıkarlarımız için tut