Ana içeriğe atla

Kayıtlar

2018 tarihine ait yayınlar gösteriliyor

19'da HAYAT AMACI

Merhaba dostum.Uzun zaman oldu.Başka kimseyi bulamadım konuşacak.Ondan yüzsüzce tekrar yanındayım.Bu yazıda genelde yaptığım gibi hayat nasıl gidiyor ondan bahsedeceğim.Dertlerimi yazacağım ki onları gözümde büyütmeyeyim. Yazıyı kimsenin okumayacağnı beklediğim için yazı düzenine önem vermeyeceğim.Sırasıyla kafamda olan ve beni karamsarlığa iten şeyleri yazacağım önem sırası olmadan. 1-Okul sınavı(hayvan gibi konu var) şu anlık en büyük derdim değil ama bununla uğraşmak canımı sıkıyor. 2-Tatmi edici olmayan sosyal çevre(samimiyetsiz arkadaş ortamı+olmayan sevgili)bu da beni yalnızlığa itiyor.Bu yüzden duygusal bunalımlar geçiriyorum. 3-Dine bağlı olmayan yaşam(büyük günahlar işlemememe rağmen ruhumu çöertiyor) 4-Hayat amacını oturtamamak(neden yaşadığına emin olamamak)bu da motivasyonsuzluğu doğuruyor. 5-Sürekli akla gelen ölüm düşüncesi 6-Ailemin düzensizliği . . bu uzar da sanırım.Zaman sanki hiç bir şeye yetmiyor.Hayal kırıklılklarından nefret ediyorum.En çok da hayal kırı

ÖLMEYİ BEKLEMEK

Selam,ihtiyacım olmasa uğramam herhalde.Kusura bakma biraz nankörüm galiba.Paylaşacak kimseyi bulamadığımdan buradayım zaten.Bunları yazdığım saat gece 11'e yaklaşıyor.Şu anki hislerim ve hayatımdan bahsetmek istiyorum. Çok gel-gitli yaşıyorum bu aralar.Bipolar olabilir miyim diye sorguluyorum ama modum hiç aşırı yüksek de olmuyor.Ama sık sık diplere düşüyorum.Hissizleşiyorum.Her şeyden sıkılmalarım başlıyor.Tıpkı tam şu anda bunları yazarkenki gibi gelecekten tam anlamıyla hiç bir şey beklemiyorum.Bana daha çok acılar getireceğini biliyorum ama.Onlar aklıma geliyor en fazla. Ah be GB ağlamak istiyorum.Duygusal acı çekiyorum ya.Şu hayat çok zor lafını da söylemek istemiyorum. Hayattan bahsedeyim biraz.İstemediğim bölümü okuyorum hala.Nefret ediyorum ders çalışmaktan.Sonunda istemediğim bir mesleğe sahip olabilmek için.Hiç heyecan duymuyorum okul bitsin de işe başlayayım diye.Ailem biraz motive ediyor.Onlar istiyor diye okuyorum.Of ya:(... Bazen sadece zamanın gelmesini ölmeyi

TEKRARDAN YERE DÜŞÜŞ

Hiç eliniz yandı mı sizin?Elinizin yandınığını önce görürsünüz.Ve "sıçtım" dersiniz.Milisaniyeler sonra acılar beyninize 10 kişi kalmış takım bulmuş gibi saldırmaya başlar.Acıyı hissedersiniz.Ben o milisaniyelerin saatlere dönüştüğü psikolojik yanmalardan bahsediyorum.İlk öğrendiğinizde bön bön baktığınız sonralarda ise içinizi aralıksızın yakan gerçekler.Evet gerçekler.Peki gerçekdışılara ne denir?Yalan mı hayal mi?Yalanı hayalden ayıran nedir?Bilmiyorum. Gerçeklerin amına koyayım. Bugün boktan bir gün.Elimde hiçbir şey yokmuş gibi hissediyorum tekrardan.Boşluğun dayanılmaz acısı.Bununla alakalı yazmıştım sanırım.Bugün 13 ağustos ve  ben tekrar karanlıklardayım.Beklentim sıfır.Hayal kırıklığı yüz.Hayal kırıklığı benim için iktidar kaybetmeyen akp gibi.Lan yeter amk artık bir şey de beklediğimden daha iyi olsun. Belki ileride hayatın boktanlıkları diye bir kitap yazabilirim.Son derece karamsar olur.Başlığı da küfürlü olursa kimse okumaz. Beklentimi karşılamayan şeyler:

ÇOCUKLAR HER GÜN BİLİM YAPIYOR

Sıkıcı bir yaz tatilinin ortasından selamlar.Canım çok sıkılıyor.Kendimi gerçekleştirme ihtiyacımı karşılayamıyorum.Sosyal açıdan son derece zayıf hissediyorum.Anlaşılmak bir lüks biliyorum ama anlaşılmamaktan da şikayetçiyim(Belki de dinlenilmemekten).Hayat çok havada benim için bu aralar.Neyse bayağıdır yazmıyordum bugün yaşadığım bir olay ilham verdi ve gecenin bu saatinde parmaklarım dans ediyor. Olayı anlatayım zaten basit bir şey.Altı aylık halamın kızının evimize gelmesi.Zaten önceden de fark ettiğim her şeye pür dikkat bakması ve neredeyse her şeyin ilgisini çekmesi.Neden böyle peki?Çünkü yaşadığı her deneyim yeni.Evet yeni.Yeni çok güçlü bir kelime.Çocukken yaşadığımız şeyler sanki daha heyecanlı gelir değil mi?Çünkü çocukken onu yaşayan sen farklısın.Çocukken yaptığın her deneyim senin ilk deneyimin.Ve doğal olarak şaşırıyorsun.Duygular hissediyorsun.Bu da yaşadığın şeyi çok daha iyi ve kalıcı kaydetmeni sağlıyor.Bu yüzden çocukken yaşanılanları arıyoruz.Şimdi sana soruyo

KARMAŞIK RUH HALİM

Selam yaşlı ,yani bana göre yaşlı.Ve tahminimce daha mutsuz.Yaş ilerlememle mutsuzluğum arasında aritmetik oran var.Bak yalan söylemiyorum geometrik değil.Yani bir anda hayattan soğumadım.Yavaş yavaş oldu.Ama bir eşik değeri vardı onu da geçtim sanki.Umut eşiği.Belirli umutlarını yitirene kadar hala mutlu hissedebiliyorsun.Gün be gün azalıyor umutlar yerini gerçeklere bırakıyor.Umutlar dediğim aslında hayaller işte.Ben büyüdükçe hayallerim değişti.Eskiden hayallerim küçüktü.Biraz büyünyünce onlar da büyüdü.Biraz daha büyüdüm sanki onları tanımıyorum.Belki o hayaller aynı kaldı ama ona bakan gözler değişti.Belki eskiden sadece o hayallere bakan ben gitti ve yerine o hayallerinin içine gizlenmiş hayalleri görmeye başlayan ben geldi. Bununla alakalı geçen gecenin birinde düşünsel şeyler yaşadım.Yatağıma uzandım ve evimizin tavanına doğru baktım.Kendimi yine tv dizi ve filmlerindeki yalnız siyah karaktere benzettim.(Bu kendimi filmin baş rol oyuncusu gibi hissetmem çok oluyor.Son derec

TATSIZ,RENKSİZ,KOKUSUZ VE SESSİZ

Selam.Bir sene önceki yazılarıma benzer şeyler yazıcam bugün.Beni mayıslar neden hüzne boğuyor.GB hala mayıslar seni üzüyor mu?Diğer ayların güldürmediği gibi.Seni bilmiyorum ama beni mahvetti bu sıralar hayat.Çok mutsuzum.Dün çok kötü hissediyordum ve sınavım vardı.Ölüm gibiydi.Hayat çok zor ya.Gün geçtikçe ölümü daha çok düşünüyorum.Bu hayatta bazen hiçbir şeyim yokmuş gibi hissediyorum.Anne babam dahil herkese soğuğum bu aralar.Dinle bile aram iyi değil.Artık yoruldum ya.Neden yaşıyorum ?Aşırı umutsuzum.Hayal etmekten nefret ediyorum ama realistik olmaktan da nefret ediyorum. Ben çok kötüyüm ya.Bunlar geçecek mi?Anlatacak kimsem olmadığından kendimle konuşuyorum.Ben iyi değilim abi.Hastayım ve hastalıklıyım.Okudumakta olduğum bölümde çalışmak istemiyorum.Gelecekten beklentim hiç yok.En sevmediğim ağlamayı yaşıyorum.İçten ve sessizce. Bu yazının kesinlikle okunma kaygısı yok.Sadece bu kadar berbat hissederken yazmak istedim.Hadi görüşürüz.

SESSİZ GÜNAHKAR

Merhaba yazının neyle alakalı olacağını blmiyorum ama bir şeyler yazacağım.Mayısta bir şeyler yazmayı seviyorum.Genel bahsedeceğim. Güncel durumumu paylaşayım önce.Sikik hissediyorum.Ramazan bile beni tatmin etmiyor.Son bir haftadır hiç evden çıkmıyorum.Son bir iki ayda da çok nadir dışarı çıkıyorum.Haliyle farklı insanlarla sıfır iletişim.Sadece gün boyu gördüğüm kuzenime hayatın boktanlığını anlatıyorum.Bazan tüm insanlıktan ümidi kesiyorum.Kadınlara ve erkeklere topluca hükümler giydiriyorum.Belli ideolojidekilere kayıyorum.Neden peki?Sadece canım sıkılıyor.Ota boka laf atıp duruyorum.Son derece pasif bir yaşamım var ayrıca.Tam anlamıyla hiçbir şey yapmayarak günlerim geçiyor.Fazla uyuyarak ve medyada çok fazla zaman öldürerek günlerimi "istediği skoru yakalamış tur için defansta paslaşıp sakat numarası yapan ve değişikliğe sürünerek giden futbolcular" misali harcıyorum.Sorun zaman kısıtlaması değil kesinlikle daha fazla zamanım olsa daha fazla uyuşukluk yaparım gibi.Küçü

SABRETMEYİ DENİYOR MUYUM?

Selam.Saat gece on bir buçuk.Ve ben harici bir klavyenin üzerinde parmaklarımı kaydırıyorum.Hayata son derece monoton.Acaba hiçbir şey yaşamadan ölücem mi diye düşünüyorum ama ileride acılar çekeceğime eminim.Yaşamanın hakkını veremediğimin farkındayım.Bir sürü boş vaktim var ama ben zamanımı verimli kullanamıyorum.Özellikle bu haftalar büyük miskinlikle ve motivasyonsuzlukla geçiyor.Çok uyuma problemim var ve erken kalkamıyorum.Yemek yeme sıklığım istikrarsız ve sağlıksız beslenmeye başladım.Kitap okuma seviyem azaldı.Ve sosyal olarak da net ilişkilerim yok.Kısacası hayatımda büyük düzensizlikler hakim.Kaotik bir yaşam sürüyorum. Bugün hayatımdaki gördüğüm işleyiş bozukluklarına farklı bir pencereden bakmaya çalışacağım.Daha olumlu bir pencere.Daha umutlu bir pencere.Ve bu bakış açısı belki biraz daha sakin ve yavaş yaşamamı sağlayacak. Önceki yazılarımın birinde hiçbir şey yapamadığımdan dolayı üzüntümü belirtmiştim.O yazıda eskiden daha olumlu bir bakış açısına sahipken şim

HER ŞEYİ YOLUNA KOYABİLİR MİYİM?

Merhaba, yine çok gerekli olmayan ihtiyaçtan yazılı bir yazıyla karşınızdayım.Gerçekten bir şeyler yazma ihtiyacı hissediyorum.Okumak ve yazmak üzerine zaten uzun bir yazı ele almayı da düşünüyorum. Neredeyse her yazımda olduğu gibi bunda da hayatımın nasıl boktan gittiğinden bahsederek başlıyacağım.Hatta bu yazımın konusu hayatımdaki tüm sevmediğim boktanlıklar.Evet bugün biraz ağzım bozuk. Çok planlı bir yazı olmadığını söyledim.Hayatımdaki tüm pürüzleri maddeler halinde yazacağım.Hatta ve hatta tüm bunları kırmızıyla yazıp eğer düzelirlerse yeşile çevireceğim.Bence gayet güzel bir sistem oldu.Aynı okuduğum kitapları yazdığım sayfadaki gibi. 1-Ailem mutsuz.Babam ve annem başta olmak üzere sülalede de neredeyse herkeste bir huzursuzluk hakim.Ailem benim mutluluğumu etkiliyor.Benim ütopik hayalim bir masada sevdiklerimle herkesin huzur dolu gözlerini fark edebilmek.Büyükçe bir masada hayatımda en etkili insanlarla gülümsemek.(Mr.Robot'un bir sahnesinden esinlendim) 2-Y

21 FELSEFESİ

Merhaba,bir aydan fazla oldu yazmayalı.İlk defa bu kadar uzun süre ara vermiştim.Bu süre zarfında birçok kez aklıma bir şeyler yazma fikri geldiyse de olmadı işte yazmadım.Üşendim pc başına geçmeye.Bilgisayarımın klavyesinin olabildiğine kötü olması bu yazma hevesimin minimumluğunda önemli bir etken olabilir.Zira şimdi başka bir bilgisayarda tuşlara dokunuyorum. Bugünkü bahsedeceğim şey anlık durumumla alakalı.Hissettiklerimle ya da hissedemediklerimle alakalı.Güncel bir konu ancak çok önemli bir konu değil baştan söylemesi.İçimi dökmek ve rahatlamak için yazıyorum. Başlıktan bahsedeyim ilk önce sonra da şimdiki vaziyetimin başlıkla ilgisinden bahsedeceğim.Çok küçüklükten beri idealist bir insandım ben.Orta okulda bile ders çalışırdım.Daha o zamanlar bile ileride daha güzel şeyler olması umudu beni ateşliyordu hep.Önemli bir insan olma ideali lisenin son zamanlarına kadar içimde yanan bir ateşti.Küçüklekten lise sonlara kadar bu kadar idealist olmamın sebebi büyük ihtimalle her z

STOLKUN SAÇMA SAPAN KADINLAR GÜNÜ VİDEOSU

Merhaba, aslında yeni yazımda başka bir konudan önceki yazdığım yazının devamı şeklinde olacak bir yazı yazmayı planlıyordum.Amma ve lakin ki bugün başka bir konudan bahsetmek istiyorum. Bu yazıyı yazmaya başladığım tarih 8 mart.Yani kadınlar günü. Bugün sosyal medyada gördüğüm  kadınları övüp övüp bitiremeyen abaza erkek tayfaya kendini bir bok sanan kaşar kadınların davranışlarına şahit olmakla geçirdim.Videolar,fotoğraflar gördüm ve biraz ayar oldum bu konuya. Öncelikle bugün en sinir olduğum video Stolk'un hazırlamış olduğu ve Ezgi Mola'nın sunmuş olduğu aptal 8 mart kadınlar günü videosuydu.Videonun içeriğinde sadece kadınların erkekleri her koşulda "sikebileceği" ve kadınların erkeklerden daha üstün bir organizma olduğunu anlatıyorlar.Kadınlar daha çok yaşarmış,daha az hasta olurmuş,daha dayanıklıymış vs. Vay be demek kadınlar erkeklerden üstünmüş(!).Be amına koduğum üstünlüğü sen hayatta kalmayla mı ölçüyon??Daha uzun yaşayan daha mı üstün?Yok çocuk yaşta k

YALNIZLIĞIM ÜZERİNE

O kadar ısrar ettin yazıcam bir şeyler.Merhaba bu arada.Daha yeni duştan çıktım.Ve duştayken bloga bir şeyler yazmaya karar verdim.Aklımda birkaç konu vardı ama sen ısrar ettin diye bu konuya değineceğim.Zaten benim işim seni incelemek değil mi?Ben senin süperegonum. Kendime sürekli soruyorum."Yalnız olmaktan mutlu muyum?".Ve sonra bir soru daha "Ne kadar yalnızım ki?".Ve evet,emin değilim bunların cevaplarında.Yalnızlık tek anlam ifade etmiyor aslında sevgilisi olmayan herkes yalnız değil bence.Ve sevgilisi olanların da yalnızlığı yok olmuyor.Ama biz sanırım yalnız olmayı sevgili olup olmamasıyla ölçüyoruz.Ya da yalnız hisseden ve sevgilisi olmayanlarımız(sap) sevgiliye ya da bizi seven bir karşı cinse(istisnalar kaideyi...) yalnızlığı yok edecek ve bazen bize acı veren yalnızlık hislerimize son verecek kişi gözüyle bakıyor.İnsanlar yalnız ölür.Ve hayatlarında her zaman yalnızlık duygusunu yaşarlar.Sonuçta her zaman kendi bilincimizle baş başayız.Yalnızlığın n

HABERLEŞME TEKNOLOJİLERİNİN MANTIĞI

Merhaba , bugünkü yazacağım yazı diğer yazılarımdan farklı olacak.Önceki yazılarımda daha çok kendime hitap ediyor ve hislerimin derinliklerine inip bir şeyler sallıyordum.Ama bugün amacım açıklayıcı ve yararlı bir yazı yazmak.Seçtiğim konu kişisel olarak merak ettiğim ve ilgi duyduğum bir konu.Ve birçok insanın da böyle olduğunu düşündüğüm bir konu.Bu internet,telefon ya da herhangi bir iletişim aracı nasıl çalışıyor diye merak edenler devamını okusun. Öncelikle söyleyeyim ki ben bir teknoloji uzmanı değilim bu yüzden size bu cihazların elektroniğinden ya da programlamasından bahsedemeyeceğim.Sadece ufkunuzu bir nebze de olsa açabilecek bir yazı olmasını umuyorum.Hadi başlayalım. İlk önce size biri "internet nasıl oluyor da dünyanın bir ucundan diğer ucuna nasıl iletişim sağlıyor?"sorusunu yönelttiğinde verecek bir cevabınız yoksa "sihir" diyebilirsiniz.Hatta bunu anlamadığınız her olay karşısında söyleyebilirsiniz.Sihrin tanımı nedir ki?Sebepsiz olan bir s

PASTADAKİ MUM SAYISI ÇOĞALDI

6.940 GÜN OLDU Merhaba.Bugün beni yazmaya iten ilginç düşünceler yok.Bugün yazı yazma sebebim bugünün doğum günüm olması.Özel günlerde geleceğe hatıra bırakmak için yazı yazıcam bundan sonra.Tamamen kendim için manevi bir çıkar.O yüzden bundan sonra kendime seslenicem. Selam Bay Gelecekteki.Nasılsın bakalım?Umarım hayatın şu ankinden daha güzedir.Aradığın bazı şeyleri bulduğunu ve yapmak istediğin bazı şeyleri yapmış olduğunu hissediyorsundur.Şu yazı yazılırken 19 yaşındasın."Zaman ne hızlı geçiyor" dersen kürek yanımda. Sana şu anki halimi biraz betimleyeyim: Son derece dağınık odamda klavye üzerinde parmaklarımı dans ettiriyorum.Masamda cüzdanım,bloknot,zeka küpü,diş fırçası,renkli kalemler,bant,bir defter,anahtar,kalemtraş,düğme,yanık kremi,bozuk paralarımı koyduğum bir kase ve şu an atıştırmakta olduğum çubuk kraker var.Kuzenin kütüphanede.Arka planda youtube'dan Bea Miller'ın müziklerini sırayla dinliyorsun.Gün boyunca hiç ders çalışmadın.Umarım şimdik

KARŞILIKSIZ DEĞER VERME

Selamlar, Öncelikle bu yazıyı yazma sebebim içime bir öküzün oturmuş olması.Basık hissediyorum.Sıkılmış.Nefes almamı bile zorlaştırıyor bu.Yazının devamı bu öküzü araştırmakla geçicek. Yaklaşık bir haftadır evdeyim.Sadece evdeyim.Dışarı hiç çıkmıyorum.Güneş görmüyorum.Daha da mühimi kimseyle konuşmuyorum.Bu benim psikolojimi batırmış durumda.Yalnızlığı seven biriyim ama bu kadarı da batıyor artık.İç konuşmalarımın şiddeti gittikçe artıyor.Rüyalarımın etkinliği gittikçe artıyor.Hayatımı boka harcadığımı düşünmem bastırıyor arada.Ama yapacak bir şey de bulamıyorum.Kitap okuyorum arada.Ümitsizlik hakim üzerimde.Üretim yapamıyorum. Bunların hepsi problem tabi ki.Ama sanırım sosyal sorunlar kaynağı bu halimin.İnsanlar arasında olmak rahatlatıyor beni bazen.Dikkat et bazen dedim.Sanırım günümün dörtte ya da beşte birini sosyal bir çevrede geçirmek benim için iyi.Ama son günlerde iyice yalnızlaştım.Yalnız başıma monoton bir hayat sürüyorum. Başlığı neden attığımı açıkladığım bölüme geç

İNANÇLARIM ÜZERİNE

Selam dinleyicim, Biraz önce duştaydım.Duş alırkenki zaman dilimi düşncelere en yoğun kapıldığım zaman dilimlerinde zirveye oynuyor.Öyle ki kafamın altında yastık olduğu zaman kafamın üstünde duş başlığı olduğu zamana kaybediyor.Ya da sessizlik suyun vücuduma çarpma sesine kaybediyor bu yarışta. Yine duşta düşünceler içindeydim.İlk önce geleceğimi düşündüm.Neler yapmak istediğimi ve nelere sahip olduğumu.Sonra daha genele baktım.Hayatımı sorgularken inançlarımı sorguladım,varlığımı sorguladım.Son zamanlardaki inançsızlığımı düşündüm.Duştan çıkıp üzerimi giyinine kadar rutin işlerin verdiği uyuşmayı yaşadım.Sonra yatağa yaslandım.Duşta ısınan beyin alışkanlığına devam ediyordu.Sonra aklımdan güzel cümleler geçti.Ne de güzel konuşuyordum içimden.Sana söylemek geldi içimden.Ve şimdi bradayım. Başlığı gördün ya işte.Aklıma ateistler geliyor arada.Neden inanmadıkları.Onlara nasıl karşılık vereceğim.Onlardan daha mı akıllı olduğumu sorguluyorum.Yoksa sadece çevreme uyum sağlayarak mı dev