Ana içeriğe atla

NEFRET SENDROMUM

Tanım:
           Bana babamdan geçtiğine inandığım,bazı zamanlarda diğer insanlara duyduğum sevgisizlik duygusu.Sadece kendimin fark etmediği,aynı zamanda çevremdeki insanların da ben de fark ettiği hal.
   
         Merhaba bugün yazıya tanımla girdim gördüğünüz üzere.Bu yazı önceden yazdığım şu yazı gibi aslında.İkisinde de bahsettiğim duygular her zaman hissetmediğim ama hissettiğim zamanlarda beni etkileyen şeyler.Ayrıca kendime adadığım duygular da değiller herkes yaşıyor olabilir bunları.Bu yazımda size nasıl hissettiğimi anlatmaya çalışacağım.
         Nefret sendromu dedim çünkü bunu hastalığım olarak kabul ediyorum.Adında nefret geçse de aslında "sevgisizlik" desek daha doğru olur.Bu sevgisizliğin sebebi de onların tavır ve davranışlarını gereksiz,yapmacık ve itici bulmam.Bazı anlar geliyor ki muhattap olduğum tüm insanlarda hissediyorum bunu.Konuştuğum hatta yüzüne baktığım her insanın olumsuzluklarına odaklanmaya başlıyorum.Bir insanda sinir olacağınız bir özellik bulmak çok kolay oluyor böyle odaklanınca.Böyle olunca insanlara öfke duyuyorum.Herkesin kendini düşündüğü aklıma geliyor hep.Kendilerini düşünüp üstüne aptalca hareketler yapanlardan nefret ediyorum.

           Mesela yazıyı şu an yazarken okuldaki arkadaşlarıma karşı hiç sevgi duymuyorum.Ani bir soğuma yaşıyorum bu zamanlarda.Neredeyse herkese karşı.Kuzenime,ev arkadaşıma,çok değer verdiğim bir arkadaşıma,etraftaki aptal insanlara,komple kızlara(aptal olanlara) vs..Diye gidiyor bu.

           İnsanlara sevgisizliğimi onların gereksizliğine bağladığımı söylemiştim.Ama bu demek olmuyor ki ben çok gerekliyim.Kendi yaptıklarımı da sorgulamadan duramıyorum.Hatta paranoyak olabilirim bu konuda.Bu sevgisizliğin bir ucu kendime de dokunuyor yani.Özsevgim de alt seviyelerde  bu aralar.

         Üzerine yazı da yazmak istediğim,şimdilik sadece ilk sezonunu bitirmiş olduğum ve beni çok      etkileyen Mr.Robot dizisindeki baş karakter Elliot'da da bu duyguyu görüyoruz.Ama o her zaman        böyle bir duygu içerisinde.Elliot toplumdan ve toplumdaki gereksiz insanlardan nefret ediyor.










Bu özelliği babamda da görüyorum.Babam da etrafındaki çoğu insanı sevmiyor.Müşterilerinin arkasından küfür ettiğini çok duydum.


Bir şeye daha değinmek istiyorum.Bildiğin gibi hala bir sevgilim olmadı.Eğer olursa ondan da nefret edebileceğim aklıma geliyor.Ve bu yüzden nefret edemeyeceğim birini arıyorum ve belki ondan bu kadar seçiciyim.




Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

19'da HAYAT AMACI

Merhaba dostum.Uzun zaman oldu.Başka kimseyi bulamadım konuşacak.Ondan yüzsüzce tekrar yanındayım.Bu yazıda genelde yaptığım gibi hayat nasıl gidiyor ondan bahsedeceğim.Dertlerimi yazacağım ki onları gözümde büyütmeyeyim. Yazıyı kimsenin okumayacağnı beklediğim için yazı düzenine önem vermeyeceğim.Sırasıyla kafamda olan ve beni karamsarlığa iten şeyleri yazacağım önem sırası olmadan. 1-Okul sınavı(hayvan gibi konu var) şu anlık en büyük derdim değil ama bununla uğraşmak canımı sıkıyor. 2-Tatmi edici olmayan sosyal çevre(samimiyetsiz arkadaş ortamı+olmayan sevgili)bu da beni yalnızlığa itiyor.Bu yüzden duygusal bunalımlar geçiriyorum. 3-Dine bağlı olmayan yaşam(büyük günahlar işlemememe rağmen ruhumu çöertiyor) 4-Hayat amacını oturtamamak(neden yaşadığına emin olamamak)bu da motivasyonsuzluğu doğuruyor. 5-Sürekli akla gelen ölüm düşüncesi 6-Ailemin düzensizliği . . bu uzar da sanırım.Zaman sanki hiç bir şeye yetmiyor.Hayal kırıklılklarından nefret ediyorum.En çok da hayal kırı...

PASTADAKİ MUM SAYISI ÇOĞALDI

6.940 GÜN OLDU Merhaba.Bugün beni yazmaya iten ilginç düşünceler yok.Bugün yazı yazma sebebim bugünün doğum günüm olması.Özel günlerde geleceğe hatıra bırakmak için yazı yazıcam bundan sonra.Tamamen kendim için manevi bir çıkar.O yüzden bundan sonra kendime seslenicem. Selam Bay Gelecekteki.Nasılsın bakalım?Umarım hayatın şu ankinden daha güzedir.Aradığın bazı şeyleri bulduğunu ve yapmak istediğin bazı şeyleri yapmış olduğunu hissediyorsundur.Şu yazı yazılırken 19 yaşındasın."Zaman ne hızlı geçiyor" dersen kürek yanımda. Sana şu anki halimi biraz betimleyeyim: Son derece dağınık odamda klavye üzerinde parmaklarımı dans ettiriyorum.Masamda cüzdanım,bloknot,zeka küpü,diş fırçası,renkli kalemler,bant,bir defter,anahtar,kalemtraş,düğme,yanık kremi,bozuk paralarımı koyduğum bir kase ve şu an atıştırmakta olduğum çubuk kraker var.Kuzenin kütüphanede.Arka planda youtube'dan Bea Miller'ın müziklerini sırayla dinliyorsun.Gün boyunca hiç ders çalışmadın.Umarım şimdik...

STOLKUN SAÇMA SAPAN KADINLAR GÜNÜ VİDEOSU

Merhaba, aslında yeni yazımda başka bir konudan önceki yazdığım yazının devamı şeklinde olacak bir yazı yazmayı planlıyordum.Amma ve lakin ki bugün başka bir konudan bahsetmek istiyorum. Bu yazıyı yazmaya başladığım tarih 8 mart.Yani kadınlar günü. Bugün sosyal medyada gördüğüm  kadınları övüp övüp bitiremeyen abaza erkek tayfaya kendini bir bok sanan kaşar kadınların davranışlarına şahit olmakla geçirdim.Videolar,fotoğraflar gördüm ve biraz ayar oldum bu konuya. Öncelikle bugün en sinir olduğum video Stolk'un hazırlamış olduğu ve Ezgi Mola'nın sunmuş olduğu aptal 8 mart kadınlar günü videosuydu.Videonun içeriğinde sadece kadınların erkekleri her koşulda "sikebileceği" ve kadınların erkeklerden daha üstün bir organizma olduğunu anlatıyorlar.Kadınlar daha çok yaşarmış,daha az hasta olurmuş,daha dayanıklıymış vs. Vay be demek kadınlar erkeklerden üstünmüş(!).Be amına koduğum üstünlüğü sen hayatta kalmayla mı ölçüyon??Daha uzun yaşayan daha mı üstün?Yok çocuk yaşta k...