Ana içeriğe atla

TUT BENİ ORUÇ!

Evet,ramazan ayı başlayalı iki gün oldu bile.İki orucumuzu tuttuk.Bu sene ki orucumu tutarken geçen sene ki ramazan çok aklıma geliyor.Geçen sene ramazanda düşündüklerim aslında.Değişiyor muyum adlı yazımda söylemiştim zaten.Bir yılda çok değiştim.Neyse bugün yazma istemememin sebebi,oruç ibadeti hakkında düşüncelerim.Oruç İslamdaki en sevdiğim ibadetlerden biri.Ve şu anlamsız hayatımda yaptığım anlamlı nadir işlerden.Bu aralar en sevdiğim şeyler zaten anlamlı şeyler.Derin ve ince anlamlı şeyler.Oruç o kadar kusursuz bir davranış ki oruç hakkında olumsuz laf söyleyen ateistle rastlamadım daha.Gelin biraz daha yakından bakalım oruca.Hadi sayalım faydalarını orucun.Öncelikle orucu dünyevi faydalar için yapmıyoruz aslında yani orucun sağlığa faydalı olduğunu söyleyebiliriz.Hatta bazılarımız abartıp diyet niteliğinde oruç tutmaktan bahsedebilir.Hatta ve hatta bazılarımız orucun ekonomik olarak olumlu bir şey olduğundan bahsedebilir ama unutmayalım ki biz orucu dünyevi çıkarlarımız için tutmuyoruz.Allah rızası için tutuyoruz.Gerçeği anlamak,onu hissetmek için tutyoruz.Allah bizim en gerçeğimiz sonuçta.Neyse orucun yine de vücuda faydaları olmasının Allahın hikmetleri olarak görebiliriz. Evet diğer bir klasik olan orucun sosyal faydalarından bahsedelim.Açların ve fakirlerin halinden anlamamız mesela.Onlara daha yakın hissetmemiz sosyal toplum için olumlu bir şey.Zengin de aç,fakir de aç.Oruç sayesinde her insan birbirine daha yakın oluyor.Sosyal güzelliklerinden bir diğeri şüphesiz yardımlaşmalar,iftar sofraları... Şimdi de orucun kişisel faydalarına bakalım en güzel kısım burası.Oruç insanın kendini kontrol etmesini sağlıyor.Oruç insana sabrı öğretiyor.Sadece yemek yemeyip su içmeme konusunda değil,oruç bir sürü yönden insanın iradesini güçlendiriyor.Yani orucun verdiği hislerdeki ikililik benim dikkatimi çekiyor.Bir yandan insanın kendini kontrol etmesi gibi güç bir şeyin üstesinden gelmesiyle güçlü hissetmesini sağlarken diğer yandan suya ekmeğe ne kadar muhtaç olduğunu anlayarak acizliği hissettiriyor.Hayatın ta kendisini anımsatıyor bu şekilde.Unutmayın bir şey ne kadar kararsızsa,ne kadar belirsizse aslında gerçeğe o kadar yakındır.Hayatımda karşı karşıya kaldığım ikilikleri size başka bir yazımda açıklamayı umuyorum.O zaman daha iyi anlayacaksınız. Başka bir olumlu yönüne geçelim: orucun verdiği düzenlilik.Düzen gerçekten hayatın anahtar kelimelerinden birisi.Düzen kural,ahenk,ritim,sanat ve güzellik gibi kelimere yakın bir kelime bunu da başka bir yazımda anlatmayı düşünüyorum.Oruç bize otuz gün boyunca bir şeyi uygulamayı öğretiyor.Zinciri kırmamayı.Sürekliliği,pes etmemeyi.Oruç o zaman bize başarı sırları da veriyor diyebiliriz. Benim favorime geçelim hadi.Orucun dediğim gibi en güzel yanları bizi gerçeğe yaklaştırması.Bize gerçeğe en yakın en anlamlı duyguları yaşatması benim için.Ve oruç bize bakın hayatı nasıl öğretiyor.Bazen hepimiz oruç tutmakta zorlanırız.Böyle aşırı acıkırız,dudakarımız boğazımız kurur.Anlayacağınız iftarı dört gözle bekleriz.O gün içerisinde iftar saati gelsin de ne olursa olsun deriz.Belki o kadar acıkırız ki en şeyler yemek haline gelir.Reklamlarda gördüğümüz leziz yemekler dünyanın en güzel şeyleri olarak görünmeye başlar.O vicdansız gazoz reklamları katlanılmaz hale gelir.Ben de iki sene önceki bir ramazan gününde böyle vaziyetteydim.İlk oruçlardandı o yüzden zorlanmıştım sanırım.Özellikle çok susamıştım.Gazozları,kolaları buz dolabına koyarken hatırlıyorum.Aynen şöyle düşünüyordum:şu ezan okunsun her şeyi yiyeceğim.Kimbilir kaç bardak içerim gazoz ve kolalardan.Nasıl yerim tatlıları..Ve ezan okundu.Yemeye başladık.İlk on dakika nefessiz yedim ve tak..Ne mi oldu doydum.Daha yeni bir iki bardak kola içimiştim.Şiştim,kesildim.İşte o zaman oruç bana büyük bir şey öğretti.Oruç tutarken hissettiğim açlıklar ve susuzluk hayatta karşılaştığım sıkıntıları temsil ediyordu.Açlıktan ve susuzluktan dolayı yemeklere ve içeceklere olan isteklerim dünyadaki nerdeyse her insanda olan zenginlik hırsları gibiydi.Bana hiçbir şeyin yetmeyeceğini düşünüyordum.Aynı insanların dünyadaki zevklere olan aç gözlülüğün büyüklüğü gibiydi.Ve sonunda o istediğim tüm şeylere kavuşmuştum.Ama o tüm şeyler aslında sadece beni doyurmuştu.Açlıkta hissettiğim duygular beni yanıltmıştı ve her şeyi daha büyük görmüştüm daha önemli saymıştım.Yani diyeceğim o ki bu dünyada o sınırsız hayallerimiz bizi doyurmak için gerekli değil.Yanlış anlamayın hayalleriniz olmasın demiyorum ama öyle dünyanın bitmek bilmeyen arzularına kendimizi kaptırmamalıyız.Umarım bir şeyler anlamışsındır.Benden eyvallah.

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KESKİN VİRAJ

Selam gelecek.Ama bu sefer yakın gelecek.3 gün sonra LYS Matematik sınavım var.Bu yazıyı kısa yazmamın ve bu yazıyı kısa tutma sebebim bu.Şimdi nasıl hissediyorum?Biraz umutlu,biraz korkulu+endişeli+hüzünlü+sıkılmış hissediyorum.Ayrıca boşluk hissi de yoğun.Boşluk hissi çok değişik bir his,bilenler bilir.3 gün sonraki sınavımın iyi geçmesi şu an Allah'tan en büyük dileğim olurdu.En çok istediğim yeniden başlayabilmek.Ama bunun için arkamdaki pislikleri temizlemem ve özellikle de yarım kalmışları bitirmem gerekiyor.Sınavdan sonra belki bu yazıyı tekrar okuyamayacak kadar kötü hissedeceğim.Bundan gerçekten çok korkuyorum.İçimde yaşayamadığım şeylerin potansiyeli var ama bu virajdan sonra onu koruyamayacağım diye endişeliyim.İnşallah her şey yoluna girer.Viraja üç gün var.Virajın gittiği yolu bilmiyorum ama yan tarafların uçurum olduğunu görebiliyorum.İnşallah bu yazıyı okurken gülümseyebilirim.

HABERLEŞME TEKNOLOJİLERİNİN MANTIĞI

Merhaba , bugünkü yazacağım yazı diğer yazılarımdan farklı olacak.Önceki yazılarımda daha çok kendime hitap ediyor ve hislerimin derinliklerine inip bir şeyler sallıyordum.Ama bugün amacım açıklayıcı ve yararlı bir yazı yazmak.Seçtiğim konu kişisel olarak merak ettiğim ve ilgi duyduğum bir konu.Ve birçok insanın da böyle olduğunu düşündüğüm bir konu.Bu internet,telefon ya da herhangi bir iletişim aracı nasıl çalışıyor diye merak edenler devamını okusun. Öncelikle söyleyeyim ki ben bir teknoloji uzmanı değilim bu yüzden size bu cihazların elektroniğinden ya da programlamasından bahsedemeyeceğim.Sadece ufkunuzu bir nebze de olsa açabilecek bir yazı olmasını umuyorum.Hadi başlayalım. İlk önce size biri "internet nasıl oluyor da dünyanın bir ucundan diğer ucuna nasıl iletişim sağlıyor?"sorusunu yönelttiğinde verecek bir cevabınız yoksa "sihir" diyebilirsiniz.Hatta bunu anlamadığınız her olay karşısında söyleyebilirsiniz.Sihrin tanımı nedir ki?Sebepsiz olan bir s

ŞANSLI OLDUĞUNU HİSSETMEK

 Selamsız bir giriş.İzinsiz bir sesleniş.Başlığı okudun dimi.Şunu belirtmeliyim ki yazılarımda yaptığım genellemeler çoğunlukla kendi içimdeki gözlemlerim.Yani kendim ne hissediyorsam,ne düşünüyorsam başkaları da öyle düşünüyordur diye yazıyorum.Bazıları hiç düşünmüyor,onlara seslenmiyorum zaten.Her neyse bugün şans,kısmet,uğur vs. bahsetmek istiyorum.Bunu okuyan,sana desem ki sen "çok şanslısın",ne hissederdin.Benim dediğimin doğru olduğunu kabul ettiğini varsayarsak,mutlu mu olurdun yoksa itiraz mı ederdin?Sana söyliyim her türlü mutlu olman gerekiyor.Ama bazıları itiraz edebilir.Peki neden?Şöyle açıklayayım:bazen yarışmalarda ya da ne biliyim sınavlarda,maçlarda vb. kazanan kişiye şanslı dediğinizde onun zoruna gider.Çünkü ona göre kendisi şanslı değil,kendisi yeteneklidir.Ne kadar haksız bir itirazdır.Yeteneklerin de doğuştan bir şans olduğunu bilmez mi?Belki bunu ona söyleyenin amacı farklıdır.(şanslısınçünkü ben daha iiyim ve bi daha olsa ben kazanırım gibi)O zaman dils