O kadar ısrar ettin yazıcam bir şeyler.Merhaba bu arada.Daha yeni duştan çıktım.Ve duştayken bloga bir şeyler yazmaya karar verdim.Aklımda birkaç konu vardı ama sen ısrar ettin diye bu konuya değineceğim.Zaten benim işim seni incelemek değil mi?Ben senin süperegonum.
Kendime sürekli soruyorum."Yalnız olmaktan mutlu muyum?".Ve sonra bir soru daha "Ne kadar yalnızım ki?".Ve evet,emin değilim bunların cevaplarında.Yalnızlık tek anlam ifade etmiyor aslında sevgilisi olmayan herkes yalnız değil bence.Ve sevgilisi olanların da yalnızlığı yok olmuyor.Ama biz sanırım yalnız olmayı sevgili olup olmamasıyla ölçüyoruz.Ya da yalnız hisseden ve sevgilisi olmayanlarımız(sap) sevgiliye ya da bizi seven bir karşı cinse(istisnalar kaideyi...) yalnızlığı yok edecek ve bazen bize acı veren yalnızlık hislerimize son verecek kişi gözüyle bakıyor.İnsanlar yalnız ölür.Ve hayatlarında her zaman yalnızlık duygusunu yaşarlar.Sonuçta her zaman kendi bilincimizle baş başayız.Yalnızlığın ne olup olmadığı hakkında konuştuğuma göre şu iki soruyu tekrar gözden geçirelim.Yalnız olmaktan mutlu muyum sorusuna şöyle cevap vereyim.Mutluluğumun ya da mutsuzluğumun sebebinin yalnızlık olduğunu düşünmüyorum.Ama beni karamsarlığa itiyor arada sırada.Ve bazen dünyadaki tüm kızlara isyan ediyorum bu yüzden.İkinci soruyu kısa keserek şöyle cevaplıyorum.Bence ben de herkes kadar yalnızım.Yani kendime has bir yalnızlığım yok.Belki sadece farkında değillerdir.
Bu paragrafta neden yalnız olduğumdan(sevgilimin olmaması durumu) bahsedicem.Bunun nedenini sorguluyorum bazen.Sevgilimin olmamasından rahatsız değilim aslında.Sadece 19 yıldır hiç sevgilimin olmaması koyuyor biraz.Genç yaşta edinebileceğim bir tecrübeyi yaşayamıyorum.16-20 yaş arası bir sevgilim olmasını isterdim.Ayrıca sevgilimin olmaması otuzlu yaşlara kadar bulamayacağım korkusunu besliyor.Hatta bakir ölme korkusu.Onun haricinde bir single olarak son derece özgürüm ve kendimi keşfetmeye harcıyorum zamanımı.Sorumluluklarım yok ve bu başka işlerle uğraşabilmemi kolaylaştırıyor.Neden sevgilim yok sorusuna da birçok cevap verebilirim.Temel etkenlerden birinin 19 yıllık saplığım olduğunun kanısındayım.Temiz bir geçmişim var bunu bozmayı göze alamıyorum.Saplık benim için bir alışkanlık diyebiliriz yani.Ve ayrıca çevremdeki herkeste hatalara odaklı olduğum gibi karşı cinstekilerin de hatalarına odaklı yaşıyorum.Ve hiçbiri sevmeye değmez diye kenara çekiliyorum.
Önceki yazlılarımdan birinde sevgilim de olabilecek özellikler şeklinde gelecekteki sevgilime mektup yazmıştım.Şimdi ise benim birliktelikten ne anladığımdan ve ne beklediğimden bahsedeceğim.Yukarıda bahsettiğim gibi bir birlikteliğim olursa bunun yalnızken hissettiğim duyguları yok edeceğini sanmıyorum.Ama sadece kendi başıma yaşadığım yalnızlıktansa yalnızlığı mı başka biriyle paylaşmayı ya da başka birinin yalnızlığını anlamayı ve hissetmeyi umuyorum.Bu dediğimi daha iyi açıklamayı umuyorum şimdi.
Yılmaz Erdoğanın şiirinden.
Anlatmak istediğimi yukarıdaki yazarlar anlatmış zaten.Bu yazının devamını getireceğim.Devamında insanların sosyal ilişkilerinden bahsedeceğim.Bir insanı nasıl tanırız diye?
NOT:Bu yazını üslubu çok kötü oldu zannımca.İleride okuyunca küfür etmezsen sevinirim.
Kendime sürekli soruyorum."Yalnız olmaktan mutlu muyum?".Ve sonra bir soru daha "Ne kadar yalnızım ki?".Ve evet,emin değilim bunların cevaplarında.Yalnızlık tek anlam ifade etmiyor aslında sevgilisi olmayan herkes yalnız değil bence.Ve sevgilisi olanların da yalnızlığı yok olmuyor.Ama biz sanırım yalnız olmayı sevgili olup olmamasıyla ölçüyoruz.Ya da yalnız hisseden ve sevgilisi olmayanlarımız(sap) sevgiliye ya da bizi seven bir karşı cinse(istisnalar kaideyi...) yalnızlığı yok edecek ve bazen bize acı veren yalnızlık hislerimize son verecek kişi gözüyle bakıyor.İnsanlar yalnız ölür.Ve hayatlarında her zaman yalnızlık duygusunu yaşarlar.Sonuçta her zaman kendi bilincimizle baş başayız.Yalnızlığın ne olup olmadığı hakkında konuştuğuma göre şu iki soruyu tekrar gözden geçirelim.Yalnız olmaktan mutlu muyum sorusuna şöyle cevap vereyim.Mutluluğumun ya da mutsuzluğumun sebebinin yalnızlık olduğunu düşünmüyorum.Ama beni karamsarlığa itiyor arada sırada.Ve bazen dünyadaki tüm kızlara isyan ediyorum bu yüzden.İkinci soruyu kısa keserek şöyle cevaplıyorum.Bence ben de herkes kadar yalnızım.Yani kendime has bir yalnızlığım yok.Belki sadece farkında değillerdir.
Bu paragrafta neden yalnız olduğumdan(sevgilimin olmaması durumu) bahsedicem.Bunun nedenini sorguluyorum bazen.Sevgilimin olmamasından rahatsız değilim aslında.Sadece 19 yıldır hiç sevgilimin olmaması koyuyor biraz.Genç yaşta edinebileceğim bir tecrübeyi yaşayamıyorum.16-20 yaş arası bir sevgilim olmasını isterdim.Ayrıca sevgilimin olmaması otuzlu yaşlara kadar bulamayacağım korkusunu besliyor.Hatta bakir ölme korkusu.Onun haricinde bir single olarak son derece özgürüm ve kendimi keşfetmeye harcıyorum zamanımı.Sorumluluklarım yok ve bu başka işlerle uğraşabilmemi kolaylaştırıyor.Neden sevgilim yok sorusuna da birçok cevap verebilirim.Temel etkenlerden birinin 19 yıllık saplığım olduğunun kanısındayım.Temiz bir geçmişim var bunu bozmayı göze alamıyorum.Saplık benim için bir alışkanlık diyebiliriz yani.Ve ayrıca çevremdeki herkeste hatalara odaklı olduğum gibi karşı cinstekilerin de hatalarına odaklı yaşıyorum.Ve hiçbiri sevmeye değmez diye kenara çekiliyorum.
Önceki yazlılarımdan birinde sevgilim de olabilecek özellikler şeklinde gelecekteki sevgilime mektup yazmıştım.Şimdi ise benim birliktelikten ne anladığımdan ve ne beklediğimden bahsedeceğim.Yukarıda bahsettiğim gibi bir birlikteliğim olursa bunun yalnızken hissettiğim duyguları yok edeceğini sanmıyorum.Ama sadece kendi başıma yaşadığım yalnızlıktansa yalnızlığı mı başka biriyle paylaşmayı ya da başka birinin yalnızlığını anlamayı ve hissetmeyi umuyorum.Bu dediğimi daha iyi açıklamayı umuyorum şimdi.
yalnızlık. her kimliğe doğuştan yazılı tek uğraşıdır insanın bir yaşama sırasında tek sermayesi, sahip olduğu tek şeydir kıymetini bilmelidir, dedi. yalnızdır insan hep kalabalıklara karışma telaşı bundandır. kalabalık yalnızlıklar, yalnız kalabalıklar oluşur, şehir şehir ülke ülke. kalabalık arttıkça artmaktadır yalnızlık da. insan bir ölümü istemez, bir de ondan beter bir yalnızlığı ama ikisi de muhakkak gelir başına bir yalnız yaşama sırasında. ölümün değil ama yalnızlığın bir tek çaresi var, dedi. tek çaresi aşktır bir yalnız yaşama sırasında nefes almanın aşk da zaten iki yalnızın ortak bir yalnızlıkta buluşmasıdır, dedi aşık olun! gösterin birbirinize yalnızlıklarınızı nasılsa ayrılık insanın tek kişilik yalnızlığını özlemesi. sade ölüm değil, ayrılık da yaşamın emri..
Yılmaz Erdoğanın şiirinden.
Aziz Nesin
Al yalnızlığını gel, korkma sıkılmayız.Senin yalnızlığın benim yalnızlığımla konuşur, biz ikimiz susarız.
Anlatmak istediğimi yukarıdaki yazarlar anlatmış zaten.Bu yazının devamını getireceğim.Devamında insanların sosyal ilişkilerinden bahsedeceğim.Bir insanı nasıl tanırız diye?
NOT:Bu yazını üslubu çok kötü oldu zannımca.İleride okuyunca küfür etmezsen sevinirim.
Yorumlar
Yorum Gönder