Ana içeriğe atla

KARMAŞIK RUH HALİM

Selam yaşlı ,yani bana göre yaşlı.Ve tahminimce daha mutsuz.Yaş ilerlememle mutsuzluğum arasında aritmetik oran var.Bak yalan söylemiyorum geometrik değil.Yani bir anda hayattan soğumadım.Yavaş yavaş oldu.Ama bir eşik değeri vardı onu da geçtim sanki.Umut eşiği.Belirli umutlarını yitirene kadar hala mutlu hissedebiliyorsun.Gün be gün azalıyor umutlar yerini gerçeklere bırakıyor.Umutlar dediğim aslında hayaller işte.Ben büyüdükçe hayallerim değişti.Eskiden hayallerim küçüktü.Biraz büyünyünce onlar da büyüdü.Biraz daha büyüdüm sanki onları tanımıyorum.Belki o hayaller aynı kaldı ama ona bakan gözler değişti.Belki eskiden sadece o hayallere bakan ben gitti ve yerine o hayallerinin içine gizlenmiş hayalleri görmeye başlayan ben geldi.

Bununla alakalı geçen gecenin birinde düşünsel şeyler yaşadım.Yatağıma uzandım ve evimizin tavanına doğru baktım.Kendimi yine tv dizi ve filmlerindeki yalnız siyah karaktere benzettim.(Bu kendimi filmin baş rol oyuncusu gibi hissetmem çok oluyor.Son derece sıkıcı bir filmin ana karakteri gibi hissediyorum.Yalnız başıma yalnızlığımı yaşarken hissediyorum ama en fazla kalabalık alanda yalnızlığımı yaşarken hissediyorum.Birbirleriyle son derece "gereksiz konular(!)" hakkında konuşan insanların arasından sessizce süzülürken.)Yatağıma uzandığımda aklıma umutlu şeyler geldi.Aslında umut demeyelim de hayali şeyler diyelim.Gözlerimi kapadığımda içimde girme dürtüsü hissetiğim bir kapı var.Girmeye her zaman iznim olmasa da böyle kapıyı tıklatmak istediğim.Küçükken bu kapıdan hep girerdim.Ne hayaller kurardık hepimiz küçükken.Ben babamın ps2mize oyun aldığı geceyi hatırlıyorum.Dört tane yeni oyun almıştı.(Oyunları sayayım hatta:Gta,nfs,spiderman ve call of duty) O gece abim sadece bir oyunu ps2de açıp denedi.Ve ben o gece hiç uyumadım.Tüm gece boyunca diğer üç oyunun nasıl olduğunu merak etmekten uyuyamadım.Yani var hesap et.Bu kadar kısa süreli ve küçük olaylar için bile ne hayaller kuruyorduk küçükken.Neyse konuya dönelim.Ben o yatağıma uzanıp o dürtünün geldiğini hissettiğim zaman yazdıklarımı paylaşmak istiyorum şimdi.

04.06.2018
"Hayalini kurmak gerçekleşmesini imkansızlaştırıyor gibi geliyor bazen.Bu yüzden istediğim şeylerin hayalini kurmamak için tutuyorum kendimi.Hayalimden haberim olmasa gerçekleşecekmiş gibi geldiği için aklıma ne zaman hayallerim gelse onları başımdan savıyorum.Salağa yatıyorum.Bu ne kadar doğru?.Belki de korkmadan hayal kurmak gerek.Gerçekleşme olasılığını düşünmeden.Kim bilir belki aptalca mutluluklar zekice hüzünlerden daha iyidir.Bugün yatarken hayallerimin ipini çözüyorum.Zihnimde özgürce dolanmalarına ve gönlümü kıpır kıpır etmelerine izin veriyorum."

Eveeet.Böyle işte.Eskiden kaba kuvvet daldığımız hayallerimize artık çekinerek yaklaşıyoruz.Korkuyoruz kaçıp gitmelerinden o yüzden onları görmüyormuş gibi davranıyoruz çoğu zaman.Bende iş öyle bir noktaya geldi ki hayallerin en iyi hatırlandığı zaman olan o dua zamanlarında bile o hayalleri hatırlamamaya başladım.Bugün iftarda orucumuzu açmadan önce herkesin ellerini açıp Allah'tan bir şeyler istediğini ve yalvardığını gördüm.Ben de hemen ellerimi açtım.Ve ve sustum.Biraz daha sustum.Küçükce şöyle dedim "Allahım mutlu olmak istiyorum ve doğru..." duayı ederken düşünüyorum mutluluk şart mı felan diye derken herkes duasını bitirdi.Ben de duamı bitiremeden amin dedim ve iftarımı açtım.Burada bahsettiğimiz olay o kadar basit değil.Bir yetişkinin hayallerinin olmaması ya da onları görmemesi gibi.[Bazen hiçbir şeyi dua edecek kadar değerli bulamıyorum.(karanlık zamanlarımda)]

Öyle işte.Büyümek hastalık mı?Yoksa büyüdükçe hasta olduğumuzu mu anladık?Bunu yazdığım zamanlar ruh halim bok gibi.Tanımlanamamış hayallerim ve yine tanımlanamamış karamsarlıklarım var.Dolayısıyla kaotik bir ruh hali yaşıyorum.Daha çok siyah olduğum günler hatta yıllar bunlar.Allahım bana yardım et!

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KESKİN VİRAJ

Selam gelecek.Ama bu sefer yakın gelecek.3 gün sonra LYS Matematik sınavım var.Bu yazıyı kısa yazmamın ve bu yazıyı kısa tutma sebebim bu.Şimdi nasıl hissediyorum?Biraz umutlu,biraz korkulu+endişeli+hüzünlü+sıkılmış hissediyorum.Ayrıca boşluk hissi de yoğun.Boşluk hissi çok değişik bir his,bilenler bilir.3 gün sonraki sınavımın iyi geçmesi şu an Allah'tan en büyük dileğim olurdu.En çok istediğim yeniden başlayabilmek.Ama bunun için arkamdaki pislikleri temizlemem ve özellikle de yarım kalmışları bitirmem gerekiyor.Sınavdan sonra belki bu yazıyı tekrar okuyamayacak kadar kötü hissedeceğim.Bundan gerçekten çok korkuyorum.İçimde yaşayamadığım şeylerin potansiyeli var ama bu virajdan sonra onu koruyamayacağım diye endişeliyim.İnşallah her şey yoluna girer.Viraja üç gün var.Virajın gittiği yolu bilmiyorum ama yan tarafların uçurum olduğunu görebiliyorum.İnşallah bu yazıyı okurken gülümseyebilirim.

HABERLEŞME TEKNOLOJİLERİNİN MANTIĞI

Merhaba , bugünkü yazacağım yazı diğer yazılarımdan farklı olacak.Önceki yazılarımda daha çok kendime hitap ediyor ve hislerimin derinliklerine inip bir şeyler sallıyordum.Ama bugün amacım açıklayıcı ve yararlı bir yazı yazmak.Seçtiğim konu kişisel olarak merak ettiğim ve ilgi duyduğum bir konu.Ve birçok insanın da böyle olduğunu düşündüğüm bir konu.Bu internet,telefon ya da herhangi bir iletişim aracı nasıl çalışıyor diye merak edenler devamını okusun. Öncelikle söyleyeyim ki ben bir teknoloji uzmanı değilim bu yüzden size bu cihazların elektroniğinden ya da programlamasından bahsedemeyeceğim.Sadece ufkunuzu bir nebze de olsa açabilecek bir yazı olmasını umuyorum.Hadi başlayalım. İlk önce size biri "internet nasıl oluyor da dünyanın bir ucundan diğer ucuna nasıl iletişim sağlıyor?"sorusunu yönelttiğinde verecek bir cevabınız yoksa "sihir" diyebilirsiniz.Hatta bunu anlamadığınız her olay karşısında söyleyebilirsiniz.Sihrin tanımı nedir ki?Sebepsiz olan bir s

ŞANSLI OLDUĞUNU HİSSETMEK

 Selamsız bir giriş.İzinsiz bir sesleniş.Başlığı okudun dimi.Şunu belirtmeliyim ki yazılarımda yaptığım genellemeler çoğunlukla kendi içimdeki gözlemlerim.Yani kendim ne hissediyorsam,ne düşünüyorsam başkaları da öyle düşünüyordur diye yazıyorum.Bazıları hiç düşünmüyor,onlara seslenmiyorum zaten.Her neyse bugün şans,kısmet,uğur vs. bahsetmek istiyorum.Bunu okuyan,sana desem ki sen "çok şanslısın",ne hissederdin.Benim dediğimin doğru olduğunu kabul ettiğini varsayarsak,mutlu mu olurdun yoksa itiraz mı ederdin?Sana söyliyim her türlü mutlu olman gerekiyor.Ama bazıları itiraz edebilir.Peki neden?Şöyle açıklayayım:bazen yarışmalarda ya da ne biliyim sınavlarda,maçlarda vb. kazanan kişiye şanslı dediğinizde onun zoruna gider.Çünkü ona göre kendisi şanslı değil,kendisi yeteneklidir.Ne kadar haksız bir itirazdır.Yeteneklerin de doğuştan bir şans olduğunu bilmez mi?Belki bunu ona söyleyenin amacı farklıdır.(şanslısınçünkü ben daha iiyim ve bi daha olsa ben kazanırım gibi)O zaman dils