Ana içeriğe atla

HABERLEŞME TEKNOLOJİLERİNİN MANTIĞI

Merhaba ,
bugünkü yazacağım yazı diğer yazılarımdan farklı olacak.Önceki yazılarımda daha çok kendime hitap ediyor ve hislerimin derinliklerine inip bir şeyler sallıyordum.Ama bugün amacım açıklayıcı ve yararlı bir yazı yazmak.Seçtiğim konu kişisel olarak merak ettiğim ve ilgi duyduğum bir konu.Ve birçok insanın da böyle olduğunu düşündüğüm bir konu.Bu internet,telefon ya da herhangi bir iletişim aracı nasıl çalışıyor diye merak edenler devamını okusun.

Öncelikle söyleyeyim ki ben bir teknoloji uzmanı değilim bu yüzden size bu cihazların elektroniğinden ya da programlamasından bahsedemeyeceğim.Sadece ufkunuzu bir nebze de olsa açabilecek bir yazı olmasını umuyorum.Hadi başlayalım.
İlk önce size biri "internet nasıl oluyor da dünyanın bir ucundan diğer ucuna nasıl iletişim sağlıyor?"sorusunu yönelttiğinde verecek bir cevabınız yoksa "sihir" diyebilirsiniz.Hatta bunu anlamadığınız her olay karşısında söyleyebilirsiniz.Sihrin tanımı nedir ki?Sebepsiz olan bir sonuç mu?Hmm...Ama bu sihri yapan bir sihirbaz var o da mı bilmiyor sebebi?Hayır olay şöyle ki sihirbaz sebebi biliyor ama sen bilmiyorsun.Sana o yüzden sihir gibi geliyor.Doğada her şey sebep-sonuç şeklinde ilerliyor halbuki.Yani eğer bir olayı açıklayamıyorsan büyük ihtimalle(mucizelere inanan biriyseniz) sebebe gidecek kadar veriye sahip değilsindir ya da bu verileri işleyemiyorsundur.Buraya kadar biraz felsefe yaptık.Şimdi konuya dönelim.Birçoğumuz için sihir gibi olan bu teknolojilerin sihirbaz bakış açısını nasıl?Şuraya bir söz bırakalım.
Yeterince gelişmiş bir teknolojisihirden farksızdır. Arthur C. Clarke


Açıklamadan önce bakış açısının öneminden bahsetmek istiyorum.Yani sebebe gidecek verileri bulamamamızın nedeni belki de yanlış yere bakıyor olmamızdır.Unutmayın verileri doğru yerde aramazsanız bulma imkanınız yoktur.Örnek vererek anlamanızı sağlamayı umuyorum.Henry Ford'un modern arabaların mucidi olduğunu duymuşsunuzdur.Arabanın icadından önce çoğu kişi uzun yolları çok uzun zaman diliminde kat edebiliyordu.Ve at arabalarının yavaşlığından dert yanıyorlardı.Ve büyük ihtimalle o zamanlar yaşayan birine at arabasını hızlandırmanın yolunu sorsanız,ya daha hızlı ya da daha fazla atın gerektiğini söylerdi.Ama bu hayvanların yaratılıştan gelen bir kapasitesi olduğu için arabaları belli bir hızın üzerine çıkarmak için sihre(!) ihtiyaç vardı o zaman.Anlaşılan daha hızlı giden bir araba yapmanın anahtarını yanlış yerde arıyorlardı.Peki Ford ne yaptı?Atları arabadan çıkardı.Tamamen farklı bakış açısına geçerek arabayı yakıtla yol aldırmayı düşündü.Kendisi de şöyle der hatta "İNSANLARA SORSAM BENDEN DAHA HIZLI GİDEN ATLAR YAPMAMI İSTERLERDİ"Böyle düşünmesinde saflaştırma taktiğini kullandı.Yani şöyle düşündüğünü tahmin ediyorum "Bu atların arabadaki görevi ne?Güç sağlamak.Gücü neyle sağlarsın?Enerjiyle.Enerji sadece atlarda mı var?Hayır."Atlar arabada sadece enerji dönüşümü görevi görüyordu.Yani besinlerden aldığı kimyasal enerjiyi hareket enerjisine çeviriyordu.Bunu başka bir şey yapabilir mi?Evet.Motor.Arabalarda motoru kullanarak yakıtlardaki kimyasal enerjiyi mekanik enerjiye çevirdi.Ve amacına ulaştı.Şimdi konumuzla alakalı bir örnek vereyim.Size benim sesimi dünyanın diğer ucundaki birine nasıl saniyeler içerisinde ulaştırırsınız diye sorsam.Ne cevap verirdiniz?Bunun bir sihir(!) olduğunu söylerdiniz dimi(biz bunları anlattık).Peki olaya hiç yanlış baktığınızı düşündünüz mü?Mesela benim sesimi oraya göndermek yerine benim sesimin kopyasını oraya göndersek?Hatta benim sesimin kopyasını oluşturabilecek bilgiyi oraya göndersek?İşte şimdi doğru yerde arıyoruz.

Haberleşme teknolojilerinin çalışma mantığını anlatabiliriz şimdi.Olayın nasıl gerçekleştiğini  size aktarmaya çalışacağım.Tıpkı bilimin yaptığı gibi.Ama benim açıklamam yeterince teknik olmayacak söyleyeyim şimdiden.İnterneti ele alalım.Mesela birçok web uygulaması ile sizden çok uzaktaki birine fotoğraf yollayabiliyorsunuz.Bu nasıl oluyor peki?Sen ne cevap vereceğini biliyorsun:).Evet telefon örneği gibi düşünelim o zaman.Fotoğrafı göndermek yerine fotoğrafın kopyasını göndersek nasıl olur?Hatta fotoğrafın nasıl oluşturulacağı bilgisini(tarifini).Süper olur dimi.Peki bilgi nasıl gönderilir?Bunu açıklamak için mükemmel bir örnek vereceğim sana.
Üç insan düşün şimdi.İkisi sağlıklı ve birbiriyle konuşuyor.Diğeri ise kulaklarından rahatsız ve diğerlerinin konuşmasını duymuyor dolayısıyla anlamıyor.Uzaktan iletişim kuran bilgisayarların her biri bu sağlıklı insanlar ve bizde kulağı duymayan insanlarız bu temsilde.Sağlıklı iki insan ses dalgalarını birbirlerine doğru göndererek kablosuz bir şekilde bilgi aktarımı yapabiliyorlar.Ama bunu duymayan insan onların bilgi alış-verişi yapmasını anlamlandıramıyor.Biz de bilgisayarların birbiriyle iletişim kurduğu dalgaları hissedemiyoruz bu yüzden de onların iletişim kurmasını anlamlandıramıyoruz.Fotoğraf gönderme işini de şöyle açıklayalım.Bu birbiriyle konuşan iki insanın ikisinin de çok iyi resim yapabilme yeteneğinin olduğunu düşünelim.Ve elinde herhangi bir fotoğraf olan bir insan diğerine bu fotoğrafın bilgisini anlatıyor.Hem de çok ayrıntılı şekilde.Çizeceği kağıdı çok küçük parçalara ayırarak hangi parçada hangi rengin olduğunu söyleyerek.Ve diğeri de aldığı bilgiyi kendi kağıdına işliyor ve fotoğrafın kopyasını oluşturuyor.Bilgisayarlar da aynen böyle insanların algılayamadığı frekanstaki dalgalarla bilgi alış-verişi yaparak göndermeleri gereken fotoğrafın bilgilerini yolluyorlar.Fotoğrafları piksel dediğimiz parçalara ayırıp,piksellerin renklerinin ve sıralarının bilgilerini birbirlerine aktarıyorlar.Bilgiyi alan da sadece verilere bakarak bir kopya oluşturuyor.
Burada bilgi nasıl aktarılıyor diye sorarsanız?Sizin başka insanlarla konuşma mantığınızla aynı.Siz seslere belli şifreleme uygulayarak,karşınızdaki insana o şifrelenmiş sesi gönderiyorsunuz.Şifreleme methodunuzu bilen diğer insan da(eğer aynı dili biliyorsanız) şifrelenmiş methodunuzu çözerek sizin bilginize ulaşıyor.Bilgisayarlar da aralarında şifrelenmiş bir dille anlaşıyorlar.
Bilgisayarların dalgaları nasıl algılayabildiği ve hatta bu dalgaların şifrelenmiş mesajını nasıl çözdüğünü ve hatta ve hatta bu mesajın anlattığını,yani fotoğrafın kopyasını oluşturmayı nasıl becerdiğini anlatmak başta belirttiğim gibi bu yazının amacı değildi.Bunu açıklamak için uzman bir mühendis olmam gerekir.
Okuduğunuz için teşekkürler.Sağlıcakla..

Yorumlar

Bu blogdaki popüler yayınlar

KESKİN VİRAJ

Selam gelecek.Ama bu sefer yakın gelecek.3 gün sonra LYS Matematik sınavım var.Bu yazıyı kısa yazmamın ve bu yazıyı kısa tutma sebebim bu.Şimdi nasıl hissediyorum?Biraz umutlu,biraz korkulu+endişeli+hüzünlü+sıkılmış hissediyorum.Ayrıca boşluk hissi de yoğun.Boşluk hissi çok değişik bir his,bilenler bilir.3 gün sonraki sınavımın iyi geçmesi şu an Allah'tan en büyük dileğim olurdu.En çok istediğim yeniden başlayabilmek.Ama bunun için arkamdaki pislikleri temizlemem ve özellikle de yarım kalmışları bitirmem gerekiyor.Sınavdan sonra belki bu yazıyı tekrar okuyamayacak kadar kötü hissedeceğim.Bundan gerçekten çok korkuyorum.İçimde yaşayamadığım şeylerin potansiyeli var ama bu virajdan sonra onu koruyamayacağım diye endişeliyim.İnşallah her şey yoluna girer.Viraja üç gün var.Virajın gittiği yolu bilmiyorum ama yan tarafların uçurum olduğunu görebiliyorum.İnşallah bu yazıyı okurken gülümseyebilirim.

ŞANSLI OLDUĞUNU HİSSETMEK

 Selamsız bir giriş.İzinsiz bir sesleniş.Başlığı okudun dimi.Şunu belirtmeliyim ki yazılarımda yaptığım genellemeler çoğunlukla kendi içimdeki gözlemlerim.Yani kendim ne hissediyorsam,ne düşünüyorsam başkaları da öyle düşünüyordur diye yazıyorum.Bazıları hiç düşünmüyor,onlara seslenmiyorum zaten.Her neyse bugün şans,kısmet,uğur vs. bahsetmek istiyorum.Bunu okuyan,sana desem ki sen "çok şanslısın",ne hissederdin.Benim dediğimin doğru olduğunu kabul ettiğini varsayarsak,mutlu mu olurdun yoksa itiraz mı ederdin?Sana söyliyim her türlü mutlu olman gerekiyor.Ama bazıları itiraz edebilir.Peki neden?Şöyle açıklayayım:bazen yarışmalarda ya da ne biliyim sınavlarda,maçlarda vb. kazanan kişiye şanslı dediğinizde onun zoruna gider.Çünkü ona göre kendisi şanslı değil,kendisi yeteneklidir.Ne kadar haksız bir itirazdır.Yeteneklerin de doğuştan bir şans olduğunu bilmez mi?Belki bunu ona söyleyenin amacı farklıdır.(şanslısınçünkü ben daha iiyim ve bi daha olsa ben kazanırım gibi)O zaman dils