Selamsız bir giriş.İzinsiz bir sesleniş.Başlığı okudun dimi.Şunu belirtmeliyim ki yazılarımda yaptığım genellemeler çoğunlukla kendi içimdeki gözlemlerim.Yani kendim ne hissediyorsam,ne düşünüyorsam başkaları da öyle düşünüyordur diye yazıyorum.Bazıları hiç düşünmüyor,onlara seslenmiyorum zaten.Her neyse bugün şans,kısmet,uğur vs. bahsetmek istiyorum.Bunu okuyan,sana desem ki sen "çok şanslısın",ne hissederdin.Benim dediğimin doğru olduğunu kabul ettiğini varsayarsak,mutlu mu olurdun yoksa itiraz mı ederdin?Sana söyliyim her türlü mutlu olman gerekiyor.Ama bazıları itiraz edebilir.Peki neden?Şöyle açıklayayım:bazen yarışmalarda ya da ne biliyim sınavlarda,maçlarda vb. kazanan kişiye şanslı dediğinizde onun zoruna gider.Çünkü ona göre kendisi şanslı değil,kendisi yeteneklidir.Ne kadar haksız bir itirazdır.Yeteneklerin de doğuştan bir şans olduğunu bilmez mi?Belki bunu ona söyleyenin amacı farklıdır.(şanslısınçünkü ben daha iiyim ve bi daha olsa ben kazanırım gibi)O zaman dilsel çözümleme yapmak gerekir ki ona girmiyorum.Peki yetenekli değilim,çalışkanım dese azimliyim dese o da mı şans?Evet o da şans aslında.İnce ince bakarsan görürsün.Ben bunları neden söylüyorum çünkü bu aralar şanslı olmanın ne kadar güzel olduğunu fark etmeye başladım.Örnek vereyim,insanın en mutlu olduğu zamanlardan bir tanesi kendisinde özel bir şey,bir yetenek keşfettiği zamandır.Kendisine sevgisi artar o zaman.Aslında şanslı olduğunu anlar ve mutlu olur.Neden şanslı olduğunu sorgulamaz ama.Bu her zaman yetenek de değildir bazen kaderinin güzel olduğunu düşünmesi,kısmetli olduğunu düşünmesi onu mutlu eder.Mesela ben bu iki yıldır kendimi şanssız biri olarak görmeye başlamıştım.Ve hayatım gittikçe kötüleşiyordu.Ne yeteneklerimden emindim ne de kısmetimin çok açık olduğunu düşünüyordum.Bu insana yeterince üzüntü veriyor.Birini sevdiğinde ona olan sevginin onda sana karşı bir sevgi uyandıramaması da aslında talihsizliktir.Bakıyoruz aslında aşk acısınında kökleri buraya uğramış.Bazı insanlar çevrende olduğu zaman kendini şanslı hissediyorsun,bazı insanlar seni sevdiği için en çokşükrediyorsun.Yani mutluluğun da acınınn da yolları şansa uğruyor.Neyse yaklaşık bir ay önce yaşadığım şanslı olayı anlatayım.Okulda duyuru yapıldı.Bir üniversitede programlamayla alakalı bir yaz kursu olacakmış.Ve okuldan beş kişi seçeceklermiş.İngilizce seviyesine göreymiş.Bunu duyanlar okulda ingilizcesi çok iyi olanlar var diye katılmadı bile.Ben ise YGS faciasından sonra sürünürken başta başvurmayı düşünmüyoken bir anda belki diye başvurdum.Bizi ingilizceden sınav yapmadan önce YGS puanlarımızın etkili olacağını söylediklerinde tüm umudum gitmişti.Ve bunu duyanlardan bazıları sınavı yarım bıraktı.Ben yine de devam ettim.Sonuçlar açıklandı bakmadım bile.Kazanamamıştım.Neyse hiç takmadım.Bir iki gün sonra müdür yardımcısı açıklama yaptı +5 kontenjan da daha açıldı diye.Açıkcası hala kazanamayacığımı düşünüyordum ki..Bir baktım listede tam 10.sıradayım.Yaz kursu çok mu önemliyidi,hayır.Peki ben neden mutlu oldum.Çünkü şanslı hissettim.Kaderin cilcvesini görmek dünyadaki en güzel şeydir belki de.Önceki yazımda söylediğim gibi hayatı anlamlı hissetmek,hayatta güzel şeyler görmek hayatı özel bir hale getiriyorsa,şanslarımız da bizi özel hale getiriyor.Benimkisi sadece küçük bir mutluluktu.Ve ben o gün şanslı hissetmenin ne kadar güzel bir duygu olsuğunu anladım.Aynaya baktığında güzel bir yüz görmek mutluluk verir.Bazı ders konularını anlayabilmek ve sınavlardan yüksek not almak mutluluk verir.Ya da bir müsabakada başarılı olmak mutluluk verir.Bunların biri güzel yaratıldığımız için,biri zeki yaratıldığımız için,biri de yetenekli yaratıldığımız için şanslı hissetmemizden kaynaklanır.Hatta ailemizin de zengin olunca mutlu olmamızın bir ucu şanslılığın verdiği mutluluktan gelir.Ben bu aralar hiç şanslı,değerli veya özel hissetmiyorum.Umarım bu değişmiştir.Umarım herkes hayatında şanslı olduğunu hisseder.Güzel,inanılması zor tesadüfler yaşar...
Merhaba dostum.Uzun zaman oldu.Başka kimseyi bulamadım konuşacak.Ondan yüzsüzce tekrar yanındayım.Bu yazıda genelde yaptığım gibi hayat nasıl gidiyor ondan bahsedeceğim.Dertlerimi yazacağım ki onları gözümde büyütmeyeyim. Yazıyı kimsenin okumayacağnı beklediğim için yazı düzenine önem vermeyeceğim.Sırasıyla kafamda olan ve beni karamsarlığa iten şeyleri yazacağım önem sırası olmadan. 1-Okul sınavı(hayvan gibi konu var) şu anlık en büyük derdim değil ama bununla uğraşmak canımı sıkıyor. 2-Tatmi edici olmayan sosyal çevre(samimiyetsiz arkadaş ortamı+olmayan sevgili)bu da beni yalnızlığa itiyor.Bu yüzden duygusal bunalımlar geçiriyorum. 3-Dine bağlı olmayan yaşam(büyük günahlar işlemememe rağmen ruhumu çöertiyor) 4-Hayat amacını oturtamamak(neden yaşadığına emin olamamak)bu da motivasyonsuzluğu doğuruyor. 5-Sürekli akla gelen ölüm düşüncesi 6-Ailemin düzensizliği . . bu uzar da sanırım.Zaman sanki hiç bir şeye yetmiyor.Hayal kırıklılklarından nefret ediyorum.En çok da hayal kırı...
Yorumlar
Yorum Gönder